+4
Ben - Neden çaresiz hissediyosun ki? Dedim.
Ceren - Duygusal anlamda bağlanmak istemiyorum ama öyle ya da böyle çekiyosun beni. Anlamıyorum neden ilişki istemediğini.
Tamam dedim bu konuşma acayip yerlere gidicek yine iğrenç 3-5 liraya satılan avm kitaplarındaki dandik aşk kitaplarına benziycek. Tam bunları düşünürken içerden şangır şungur kırılma sesleri geldi. Aha Rıfat'ın kulaklar bişi devirdi amk ehuehuhheuh.
Sesi duyunca Ceren korktu içeri koştu derken çığlık attı. Cam kırığının bi'tanesi ayağıma batmış. Geri geldi seke seke tuttum kolundan oturttum balkonda.
Hıyar Rıfat içecek getireyim demiş. iyilik meleği olacağı tuttu pekekentin. Susuzluktan ölse anası babası kalkıp su vermez üşengeç pekekent. Haklı da tüm enerji kulaklarına harcanıyo çocuğun. Dicen şimdi niye bu kadar taşak geçiyosun. bin kendi ekgiblerine kusurlarına bakmadan milletle hep taşak geçerdi, ben de buna uyuz olduğum için hep bunla taşak geçiyorum. Ama kız ya da arkadaşı yanında kepçük falan demem, o kadar züt değiliz soksok sporlu kardeşim. Burda da yazarken feci gömdüm gerçi. Ama üstüne futbol sahası yapsan kulakları kapanmaz pekekentin ehuehurjurjı.
Neyse Ayça'da geldi. Elinde pamuk falan ilk yardım malzemeleri işte. Rıfat'a döndüm;
Ben - Olum ne işi var lan bunların sen de şaşırdım. Dedim tüm millet gergindi. Rıfat güya espiri yapıcak.
Rıfat - Hep bu tarz olay olur da bi'kızla yakınlaşırım diye tutmuştum buzdolabında kanki. Dedi. Senin fantezini gibiim olum çok aşk filmi izliyodu bu çocuk ondan böyle romantik bi'embesil oldu.
Rıfat öküzü bunu söylerken Ceren oturmuş ve karşısında ben, dizlerim yerde ayağını tutarken bi'yandan da temizliyorum. Uyurken kulağın ağzına kaçsın da boğul dıbına kodumun Rıfatı seni. Bu denir mi lan bu pozisyonda. Tabii Ayça'da biliyo benim ilişki vesayre ciddi şeyler istemediğimi. Hemen Rıfat'a destek oldu.
Ayça - Demek sana kısmet değilmiş (burda 101 dalmaçyalıdaki cadı karı gibi güldü amk) eh hadi gel biz senle kırıkları toplıyalım, onlar da yakınlaşsın bari, diyerek iğrenç ve hiç ciksi olmayan bi hareketle Rıfat'ı içeri zütürdü. O ciksi olduğunu düşünüyordu ama kafese sıkışan domuz gibi kıpraşa kıpraşa gitti içeri amk.
Ceren'e bi'baktım kız kıpkırmızı utancından. Canının yandığını bile unutmuş güzelim. Ben gülümsedim, biraz daha rahatladı. Oturduğu sandalyenin kenarlarını sıkıyordu utanç ve acı karışımı duygudan dolayı. Tam göz göze gelince;
Ben - Şimdi camı çıkarıcam küçük bişi o yüzdeb acı hissetmiceksin muhtemelen ama camı çıkardıktan sonra ayak tabanına biraz bastırıcam baş parmağımla, içerde çam parçası varsa canın yanıcak ve bu sayede doktora gitmeli miyiz öğrenicez. Derken camı çektim hızlıca. Köpek yavrusu gibi ıyk etti sıktı yine sandalyenin kenarlarını.
Baş parmağımla tüm ayak tabanını bastırdım. Batma yok deyince de pansumanı yapıp ayağını sardım. Hala utancından kırmızı yüzü kafası önünde.
Ben - Ceren neden utanıyosun ya şimdi, dedim gülerek.
Ceren - Benim de aklımdan ilk yakınlaşmamız olabilir diye geçti özür dilerim sen iyi bi'şekilde yaklaştın bense durumu böyle düşündüm. Dedi.
Amk Rıfat anladığım kadarıyla bi'kadın beynine sahipti. Bunu kızın ya da kadının düşünmesi normal. Çünkü amaç bi'erkeği elde edebilmek. Rıfat'ta bu yüzden yalnızdı amk işte kadın gibi düşünerek kadın tavlanmayacağının bi'kez daha örneğini vermişti. Rıfat'ın ve kulaklarının yalnızlığının sebebine dair yaşadığım ufak aydınlanmadan sonra hızlıca kendine geldim. Ceren'e döndüm.
Ben - Bak Ceren gerçekten çok müthiş bi'kızsın ve ben yarın uyandığında bela okuduğun, arkasından küfür yağdırdığın adam olmak istemiyorum. O yüzden şimdi tüm saf duygularınla hareket et. Seni yadırgamıycam hatta hoşuma da gitti. Senin gibi bi'kadın tarafından beğenilmek ama durum sadece senin sağlığın ve canının yanmasından ibaret dedim.
Gülümsedi baktı yeşil gözleri parlıyordu gözü mü doldu anlamadım ama öyle olmadığını düşünüyorum. Hala daha bana kalda gözleri dolmadı o gün. Bana baktı biraz uzun sürdü bu bakış. O an aha şimdi gibtir git diye bağırıcak diye düşündüm. Komik olurdu amk öyle yapsa hatta güzel olurdu derken güldüm kendimi tutamayıp.
Ceren - Noldu ya niye gülüyosun. Dedi.
Ben - Hiç ya bişi geldi aklıma, desemde yemedi tabii ama ısrar da etmedi söyle diye. Daha fazla rezil olmaktan korktu muhtemelen.
Ceren - Benim evim iki kat yukarda çıkamama yardım eder misin? Dedi.
Aha işte mayın tarlasına benle gelir misin diyor. Nefsine hakim ol olum sevişmek yok. Anı yaşamak yok. Kızı harcama sakın bak sakın yapma.
Ben - Emin misin? Diye sordum yüzüm de hem sorgulayıcı bi'ifade hem de hafif bi'gülümsemeyle.
Ceren - Merak etme salona beni bıraktıktan sonra gidebilirsin, söz saçma bişi düşünmicem. Dedi bu sefer utanmak yerine gülerek.
Gerilmiştim amk ama yine de Rıfat öküzüne emanet edemezdin kızı çıkarana kadar farkında olmadan kulaklarıyla döverdi amk ehuheheuehu.
Kucağıma aldım direkt. O da şaşırdı.
Ben - Şimdi yarım saat yere basmadan asker arkadaşım gibi omzumda kolun seni taşıyamam. Dedim. Hem güldü hem alındı.
Ceren - Kapıda indir bari gelin miyim ben. Dedi. Hiç tepki vermedim o da yaptığı dangozluğu fark edip sesini çıkarmadı. Asansöre bindik.
Eve çıktık. Dediği gibi kapı da yere indirdim hiç bişi demeden salona zütürdün ayaklarını uzattım. Tv açtım sehpaya su ve bi'kaç bişi koydum. "Yalnız mı kalıcaksın bu şekilde istersen arkadaşlarını ara gelsinler?"dedim.
Ceren - Hayır ya ev arkadaşım gelir bir iki saate teşekkür ederim, dedi ve bu sefer dudağım yerine kenarından öptü. ( Bu da sinyali şöyle verir. Daha arkadaş mı sevgili mi hala kararsız demektir soksok sporlu kardeşim) Ayrıca ev arkadaşı olduğunu yeni öğrenmiştim. Merak etmemem beni bile şaşırttı insan bi'kıza sorar yalnız mısın, aile yanında mısın, öğrenci evi mi diye. Nası bi'özgüvenle kızı eve bıraktıysam amk hiç bişi sormadan giblemeden.
Hay amk uğraşıcam durduk yere şimdi bu kızla diye düşünürken telefon numaramı falan vermediğimi hatırladım. Bu iyiydi işte Rıfat'a da verme derdim ara ara görüşüp eğlenen iki insan olarak kalırdık bana da yeterdi amk bu, derken apartmandan daaaaan duuuun bi'ses geldi. Ayça'nın sesini duydum. Bağırıyordu. Sonra Rıfat'ın, kuyruğuna basılan inek gibi böğürmesini duydum.
Koştum aşağı asansörü beklemeden kapı açık Rıfat yerde. Kafadan kan akıyor...
Tümünü Göster