-
1.
+14 -1solumda süleyman'ın ayakta dikildiğini göz ucuyla görebiliyordum. o da benim gibi titriyordu. Filiz ise kanepenin önüne yığılmış bağıra bağıra ağlıyordu. gözüm dış kapıdaydı. kapıya yumruklarla vuruyorlardı. sülayman da gözünü kapıdan ayıramıyordu.
-giremezler değil mi lann! giremezler oradan değil mi?
cevap veremedim. bilmiyordum. hafifçe soluma dönüp ona baktım.
-açık bir yer var mı evde?
süleyman şoku az da olsa attı üstünde. yüzü düşünür bir vaziyet almıştı. sonra baktı bana.
-sadece mutfağın balkon kapısı... hasgibtir amk. demesiyle mutfağa yönelmesi bir oldu ama o salonun kapısından dışarı çıkmadan kapıdan içeri ince uzun siyah dört varlık girdi. kımıldayamadan onları izliyordum.filiz gözlerini bile açamamıştı. varlıklar süleyman'ın kollarından ve ayaklarından tutup yemek masasının üstüne yatırdılar. yavaşça germeye başladılar. birşey yapabilir miydim? bilmiyorum. herhalde yapamazdım. kemik çıtırdısı ve yırtılma sesleri eşliğinde kolları ve bacakları koptu süleyman'ın. hortumdan su çıkar gibi kan fışkırmaya başladı. gölgeler yok olmuştu. süleyman titreyerek birkaç saniye içinde öldü. o anda, adamın söylediği söz beynimde yankılandı. "o ölürse sadece 24 saatin kalır".
edit:
acem büyüsü nedir? cin neye benzer, nasıl insanlara musallat olur (ara ara gerçek alıntılarla birlikte)?
ve hikayeyle ilgili tarık abi kimdir?
http://www.incisozluk.com.tr/w/tabutla-gelen/
edit2: hikayedeki metotlar bir şekilde gerçekliğe dayanır. yapılmaması için uyarımı koyarım. yine de uygulamak isteyen olursa sorumluluk payım yoktur.
başlık yok! burası bom boş!