-
1.
+8 -2dominate-hükmetmek
compel-zorlamak, mecbur etmek
confession-itiraf, günah çıkarma
urge-ısrar etmek, sıkıştırmak
repent-pişman olmak
evacuate-boşaltmak, tahliye etmek
resent-kızmak, darılmak, gücenmek, içerlemek
regret-pişman olmak
nuisance-dert, sıkıntı, tasa, keder, başbelası, musibet
mayor-belediye başkanı
constrain-zorlamak, mecbur etmek
diligent-gayretli, çalışkan
industrious-gayretli, çalışkan
sour-ekşimek, bozulmak
bachelor-bekar erkek
spinster-bekar kadın
restless-huzursuz, sakin olmayan, yerinde durmayan, amansız
cough-öksürmek
striped-çizgili
bear in mind-unutma
contest-çekişme, mücadele
preceded-öncelikli
contestant-yarışmacı
conceivable-makul
hostage-rehine
profound-derin
tackle-çözmek, halletmek
grant-bahşetmek, vermek, bağışlamak
indispensable-vazgeçilmez
slide-usulca süzülmek
swamp-bataklık
marsh-bataklık
peel-kabuğunu soymak
bake-pişirmek
nominate-görevlendirmek, atamak
designate-görevlendirmek, atamak
maid-kadın hizmetçi
drag-sürüklemek, çekmek
drug-ilaç
betray-ihanet
litter-çöp
rubbish-saçma sapan, boş, zırva laf
puppet-kukla
conquest-fetih
conquer-fethetmek
liver-karaciğer
lung-akciğer
nobel-soylu, asil
by far-kat kat, büyük bir farkla
polio-çocuk felci
fever-ateş
cold-nezle
flu-grip
toothache-diş ağrısı
ailment-ciddi olmayan rahatsızlık(nezle, grip, başağrısı gibi)
disease-ciddi hastalık(kanser, çocuk felci gibi)
downtown-şehir merkezi, çarşı
jail-hapishane, cezaevi
prison-hapishane, cezaevi
privilege-ayrıcalık, imtiyaz
polish-cilalamak, parlatmak
range-sıra, dizi, silsile
lucrative-karlı, kazançlı
lubricate-yağlamak
luggage-bagaj, yolcu eşyası
checkers-dama oyunu
measles-kızamık
smallpox-çiçek hastalığı
chicken pox-su çiçeği
mumps-kabakulak
blunt-kör, keskin olmayan, iş görmeyen(bıçak, makas gibi)
cattle-büyükbaş hayvan, sığır
castle-kale
precaution-önlem, tedbir
premises-konut alanı(konutu da içine alan)
pliers-pense
persecute-eziyet, işkence etmek, zulmetmek
torture-eziyet, işkence, zulüm
eligible-uygun, gerekli nitelikleri taşıyan
wound-yaralamak
shoplift-alışveriş eder gibi görünüp çalmak
quarrel-tartışma, münakaşa
vaccine-aşı
annual leave-yasal, maaşlı, yıllık izin
hardly-hemen hiç
shortly-az sonra
stuff-şey, madde
staff-personel
enroll-yazılmak, kaydolmak
applause-alkış
applaude-alkışlamak
turn pale-sararıp solmak, rengi değişmek, benzi atmak
dissertation-tez
aunt-hala, yenge, teyze gibi bayan akrabalar
assure-söz vermek, vadetmek, garanti etmek
glorify-Allah'ı övmek, şükretmek, hamdetmek
faint-bayılmak
curious-acayip, garip
burst into tears-gözyaşlarına boğulmak
lager-bir tür hafif bira
indecent-açık saçık, edepsiz
obscene-açık saçık, edepsiz, müstehcen, ayıp, iğrenç
lawn-çim
prosperous-başarılı, zengin, müreffeh, gelişmiş
puncture-tekerleğin, lastiğin patlaması
simply-sadece, yalnız
merely-sadece, yalnız
allege-iddia etmek, kanıt göstermeden ileri sürmek
innocent-suçsuz, masum
clash-anlaşmazlık
accuse-suçlamak, itham etmek
charge with-suçlamak, itham etmek
haphazard-rastgele, gelişigüzel
pursuit-ilgi alanı
apprentice-çırak
expel-işten kovmak, çıkarmak, atmak
sack-işten kovmak, çıkarmak, atmak
dismiss-işten kovmak, çıkarmak, atmak
fire-işten kovmak, çıkarmak, atmak
lay off-işten kovmak, çıkarmak, atmak
discharge-işten kovmak, çıkarmak, atmak
fortune-servet
bride-gelin
bridegroom-damat
conjuror-sihribaz, hokkabaz
vanish-ortadan kaybolmak
dreadful-korkunç
plumber-tesisatçı
stubborn-inatçı
obstinate-inatçı
mule-katır
acknowledge-itiraf etmek, doğrulamak
advocate-lehine konuşmak, savunmak, desteklemek
contemplate-uzun uzun ve ciddi bir şekilde düşünmek
detest-iğrenmek, tiksinmek
disgust-iğrenmek, tiksinmek
envisage-zihninde canlandırmak, tahayyül etmek
fancy-sanmak, zannetmek
justify-haklı göstermek, haklı çıkarmak
recollect-hatırlamak
recall-hatırlamak
resume-yeniden başlama
consent-kabul etmek
endeavour-çaba, gayret
pledge-yemin
resolve-karar vermek, aklına koymak
venture-göze almak, cüret etmek
notify-bildirmek, haber vermek
tempt-aklını çelmek, ayartmak, baştan çıkartmak
beg-dilemek, rica etmek, yalvarmak
syllabus-ders programı
from down to dusk-sabahtan akşama kadar, bütün gün
curfew-sokağa çıkma yasağı
steward-erkek kamarot
stewardess-kadın kamarot, hostes
utterly-tamamen
devoid-yoksun
deprive -yoksun
common sense-sağduyu, aklı selim
wicked-aşağılık, bayağı
bound-olacağı belli, muhakkak
apt-eğilimli, meyyal, müsait
liable-muhtemel, eğilimli
at once-şimdi, hemen, derhal
triumphant-muzaffer, galip
ablaze-yanmakta, tutuşmuş, alev almış durumda
averse-hoşlanmamak
adjacent-bitişik, yan yana, çok yakın
conducive-neden olan, yardım eden
fond-düşkün, çok seven
prone-eğilimli, yatkın, mütemayil
susceptible-duyarlı, hassas
reconcile-aralarını bulmak, barıştırmak
involved-karmaşık
intricate-karmaşık, karışık, grift
martial-savaş ile ilgili
pear-armut
ripe-olgun
cliff-uçurum
steep-dik
humble-alçak gönüllü, mütevazi
modest-alçak gönüllü, mütevazi
trivial-önemsiz, basit, ufak tefek, değersiz
commute-her gün işten eve, evden işe otobüs, tren gibi toplu
taşıma araçları ile gidip gelmek
devise-düşünüp bulmak, icat etmek
fat-şişman
dependable-güvenilir, emin
turmoil-karışıklık, hayhuy
particularly-özellikle, bilhassa
notably-özellikle, bilhassa
essentially-aslında, esasen
evidently-besbelli
exclusively-özellikle, sadece
fairly-hakça, adilane
prejudice-peşin hüküm, önyargı
bias-peşin hüküm, önyargı
predominantly-ağırlıklı olarak
thorougly-tamamen
immensely-son derece, pek çok
all but-hemen hemen, neredeyse
başlık yok! burası bom boş!