üniversitenin ilk senesiydi okul avrupa yakasındaydı. 500T'yi kullanacaktım güneş batmayan hat. Senelerdir çevrede dolaşan hikayelerden ve büyüklerimizden duyduğumuz kadarını bilirdik. Sabah oldu bir heyecanla gittim otobüs durağına ve beklemeye başladım uzaktan yavaş yavaş geldi tüm heybetiyle. içimi harika bir sevinç kapladı ve önümde durdu. içerideki manzarayı görünce gerçek hayata döndüm. Yüzlerce insanı denek hayvanı gibi tıkmışlardı içeriye ve güç bela şöförün yanına sıkıştım.

içerideki koku anlatılmaz yaşanır hafif kekremsi olmuş am kokusuyla beraber börek yiyecek ve altın günlerine giden teyze kokusu. O kokuyla beraber gözler gitmiş sızmışım ben. Sonra bacağımda sıcak bir el hissettim ve derinden gelen bir ses delikanlı akbil basmayı unuttun. Hemen irkildim ve akbilimi usulca bastım bir gözü bendeydi benimde bir gözüm ondaydı. Saçlarını ve bıyıklarını taramış. O tatlı göbeğini belli eden dar beyaz bir gömlek ve ciksi bir 5 tl lik rayban gözlük.