-
126.
+5Sabah uyandığımda bizimki yanımda yoktu mutfağa inip baktığımda kahvaltı hazırlamış, çayı demlemiş ve omleti yapmıştı. Omlet harika görünüyordu, kavurmalı omleti her zaman çok sevmişimdir eminim ki sizde öyle yine de bu omlet çok daha lezzetliydi. Bir iki lokmadan sonra eve kavurma almadığımızı hatırlayarak kusmaya başladım ve düşüncelerimden emin olmak için yeraltına koşmaya başladım. Arkamdan iğrenç kahkahalar atıyordu ve ben dua ediyordum lütfen olmasındı. Yeraltına indiğimde beynimden vurulmuşa döndüm kızın sağ bacak baldırı yerinde değildi. Kendimi kontrol edemiyordum kızın parçalanmasına mı yoksa bizimkinin bana insan eti yedirmesine mi kızıyordum karar veremiyorum ama inanılmaz şekilde öfke doluydum. Her tarafı dağıtıyordum hançerimi alıp yukarıya kümese çıkıp tavuk kesmeye başladım kriz anında sakinleşmemi sağlayan tek şey buydu. 100 yakın tavuğu katlettikten sonra sakinleşebildim ve sigara yakıp yukarıya mutfağa çıkıp bizimkine bunu neden yaptığını sormak için. Ama mutfağa girdiğimde içtiği çayı gülerken püskürttü ve toparlanıp omleti yemeye başladı. Hiçbir şey sormadım ve masaya gidip oturdum. Az önce beni sinirlendiren şey sadece kızın parçalanmasıydı omletin tadı gerçekten harikaydı. Bizimkine tedirgin bakarak omlete çatalımı zütürdüm ve bir parça aldım yemekle yememek arasındaydım ama karar verip lokmayı ağzıma attım. Hayatım boyunca beklide yediğim en leziz şeydi. Omleti bitirip bir sigara yaktım ve bizimkine uzattım. Sigaralarımızı içerken birdenbire birbirimize bakıp önce tebessüm ettik ve ardından kahkaha atmaya başladık. Bazen olur öyle birden kahkaha atmaya başlarsınız ve sizi hiçbir şey durduramaz o an en taktan bir durumun içinde olsanız bile kahkaha atmayı bırakamazsınız. Yaklaşık 5-6 dakika kahkahalarımız devam etti. Ardından o sofrayı toplarken ben kümese inip dün tilkilerin boşluk bulup girdiği kümesi sağlam bir şekilde onardım daha sonra dünkü ölü tavukları bir ormana atmaya karar verdim. Benim kahvaltıdan önce kestiğim yüz tavuğu tavuk yolma makinesine atıp tüyleri yoldum. Daha sonra üzerinde markamın ismi olan ambalajlara koyup derin dondurucuya attım. Ben inekleri otlatmaya çıkarken, bizimki yumurtaları topluyordu ve ardından serayı kontrol edecekti. Akşamüzeri 4-5 gibi eve geldiğimde karnım çok acıkmıştı. Yolda bizimkinin yemek hazırlamadığını umut ediyordum. Çünkü seri katiller araştırması yaparken Albert Fish’i okumuştum. insan eti yiyen bir seri katildi ve etin en güzel kısmının insanın poposu olduğunu söylüyordu. Eğer bizimki yemek hazırlamadıysa eğer o güzel kurbanımızın poposunu akşam yemeğimiz olarak değerlendirebilirdik ve umut ettiğim gibiydi yemek hazırlanmamıştı. Bizimkine Albet’i anlattım ve denemek istediğimi söyledim hiç itiraz etmeden kabul etti. Kurbanlarımızın yaralarını dikim işini ben yapıyordum, parçalamayı da ben yapmak istemiştim ama bizimki buna izin vermedi. istediğin kurbanı parçalayabilirsin ama bu kurbanımızı ben parçalamak istiyorum dedi. Dün geceden dolayı onu aşırı derecede kıskanıyor ve kin besliyordu, itiraz etmedim. Parçalama işi bittikten sonra biraz süsleyip fırında pişirdik. inanın Albert hiç yanılmıyordu, bu et dünyanın en lezzetli etiydi.Tümünü Göster
başlık yok! burası bom boş!