O gün oyun bitti. Gördüğüm şeyi de çok düşünmedim.
Günlerimiz sapanla serçe kovalamak, mantar toplamaya gitmek, ballıl dere dediğimiz mevkiye gidip yüzmekle geçiyordu. Köy çeşmesinin orada bütün gün misket oynuyorduk bunları yapmadığımız zamanda. Büyükler tarlaya gittiğinde ise sığıra gidiyorduk.
Bugünler arasında ben arada Gülsüm'ü öpüyor daha çok o yönetiyordu gerçi beni ama bir şekilde yaz tatilinin tadını çıkarıyordum. Çocuktuk işte her şey güzel geliyordu zaten bize.
Gülşen ,Ezgi, Tuğba,Harun, abim ,X dayım falan bazı akşamlar bir araya geliyor dayımın bize anlattığı korku hikayelerini dinliyorduk. Köyde Televizyon sayısı fazla olmadığı için bir araya gelmemizde pek zor olmuyordu.
Serkan ve ilhan köyde binlikleri ile bela oluyorlardı herkese. Ama bir şekilde yırtıyorlardı yaptıklarından . Meyve bahçelerini talan ediyorlardı hergün. Bilirsiniz hepimiz yapmışsınızdır. Bahçeye dalmak keyifli iştir. Ama bunlar fazlasını alıyorlardı. Sonra o fazla aldıkları ile birbirlerine atıyor , bizlere falan bulaşıyorlardı.
Bir gün dedem traktörün römorkunda 3 tane bigiblet ile geldi. Bizlere almıştı. Çok büyük bir lükstü bizim için bigiblet. Ama dedem bizlere değer verirdi . Köyde bir kaç çocukta vardı zaten. Hep özeniyorduk ama bu sefer bizlerinde vardı. Bir şekilde aramızda sırayla biniyorduk. Kalabalıktı dedemin torunlar sonucta.
Dedemin bigiblet aldığını gören diğerleri de çocuklarına bigiblet almıştı. Köyde bir Ali'de yoktu bigiblet bir de malum Gülcan'da . Kimse de vermiyordu bigibletini ona. Gülcan hep dedesine gidip ağlıyordu. Bende bigiblet istiyorum diye. Bizim yanımızda mahcup olmamak için de abimler bana almış getirecekler diyordu her defasında. Hatta köyde fazla telefon olmadığı için bir gün bizim evde konuşurkende duymuştum. Abisinden bigiblet istemişti.