bilinen ilk aids vakası 1980'lerde yaşandığı için pek de eski sayılmaz sinemaya olan etkisi.bir virüs ve sonrasında bulaştığı bedeni günden güne eritip yok etmesi. çok trajik bir şey de olsa böyle bir konu zeki ve duyarlı bir yönetmenin iştahını kabartmaya engel olamaz.iki başarısız belgesel bu konuyu sinemaya kazandırmıştır. ardından 1993 yılında aids hastalığını çok iyi anlatan iki başarılı film vizyona girdi. ilki Tom Hanks'in başrolde olduğu ve 2 Oscar ödülü kazanan Philadelpia filmidir.her saniyesi dram ve trajedi kokan bir yapımdı bu.hıv virüslü insanların toplum içinde nasıl dışlandığını ve mükemmel olan yaşamların nasıl bir anda kabusa dönüp ölüme doğru hızla ilerleyişini anlatıyordu.ve orkestra çalmaya devam ediyor sonra jeffrey,gia, saatler vs.. anlaşıldı ki gerçekçilik edebiyatta olduğu kadar sinemada da işlevini yitirmemişti henüz. hele ki güncel bir konuyla harmanlandığı zaman ortaya muhteşem bir yapıt çıkıyordu. Aids işlenmeye devam ediyordu ardı ardına çekilen hemen hemen aynı konuya sahip filmler.en son çekilen bir diğer başarılı yapımda sınırsızlar kulübü. gerçek bir öyküden esinlenen bu oscarlı film unutulmazlar arasındadır.. ülkemizde de denenmiştir bu aids büyülü film ve oldukçada başarılı olmuştur. hatta bunu bir seriye dönüştürmeye bile çalışıyor halil sezai.

not: 1994 yapımı 6 oscarlı film Forrest gump'da bile vardır aids'e dokundurtma. gump'ın sevgilisi oğlunu tanıttıktan sonra ölümcül bir hastalığa yakalandığını ve tedavisi olmadığını söyledikden kısa bir süre sonra aids'den hayatını kaybeder