+11
yanına gittim. hiçbir şey demedim. oturdum yanına. birkaç dakika hiçbir şey demeden öylece oturdum. o da varlığımdan rahatsız olmadan öylece ağladı. hiçbir şey konuşmasak da garip bir hisle hüznünü paylaştığımı hissediyordum ve bunu onun da hissettiğini hissediyordum. birkaç dakika sonra ağlamayı bıraktı. doğruldu. öylece bir noktaya bakıyordu. elini tuttum. elime sımsıkı sarıldı. ben de ellerine... asansöre kadar yürüdük yüzümüze bakmadan. kapıdan aynı anda girdik asansöre. birbirimizi ikimiz de aynada görünce, bakışlarımızdaki şaşkınlığı canlı canlı fark ettik. sanki yıllar yılı birlikteydik. sanki o eller hiç ayırt olmamış ve ne zaman bir araya geldiği geçen zamandan dolayı unutulmuşçasına eskilere dayanıyor gibi eğreti durmuyorduk birbirimize. aynadan birbirimize baktık sonra. biraz yakınlaştık birbirimize. birlikte olsak nasıl olur onu düşündüğümüzü ikimiz de görmek istiyorduk sanki... bunu ikimizin de bilerek yaptığının farkındaydık... onu da hissediyorduk.