-1
Memleketimde olduğum vakit evimde ,ailemle akşam yemeği yiyordum. Biraz sonra kapı çaldı. Babam sesini her zaman ki gibi yükselterek
" kimin b.k işi var bu saatte " diyerek kızdı. Annem " bizim yemek yiyeceğimizi fal mı attı" diyerek evimizde gerçekleşen 1000. aynı konuşmayı tekrarladı.
Babam biraz sonra gelecek olan misafirimize daha şimdiden kızmıştı. Babam böyle bir adamdır, insanlardan hoşlanmaz, misafirlerden hiç hoşlanmaz.
o yüzden de bize ziyarete çok yakın dostlarımız dışında hiç kimse gelmez. Gelen ismini bilmediğim uzaktan bir akrabamızdı. Ev halkı olarak çok nadiren görüştüğümüz
bu davetsiz misafirin bize ziyaretinin sebebinin ne olacağını merak etmiştik. Misafir Klişesi konuşmalardan sonrada zaten ziyaretinin sebebi belli oldu.
Geçtiğimiz gün nişan yüzüğünü kaybetmiş, bundan dolayıda çok üzgünmüş. Bunun kendisinin ilk nişan yüzüğü olduğunu, çok değerli ve kendisi için çok ayrı bir yeri olduğunu söylüyordu.
Babam kendisine " çok üzüldük, yapacağımız bir şey var mı?" gibi yalandan bir şeyler söyleyerek misafire kibarca " git lan artık yemek yiyeceğiz daha" demek istiyordu.
Misafir de babamın iş sesini duymuş gibi müsaade isteyerek ayrıldı. Gider gitmez " sanki biz kayıp büroyuz " diyerek babam tepkisini dile getirdi. Baba kim bu adam diye sordum
" Tanımıyonmu be oğlum sen de kendini mağaradan çıkmış gibi yapıyon."
" Bu adam yüzüğünü kaybetmişse ve çokta değerliyse karısı epey kızmış olmalı"
diyerek cevap verdim
" Hangi karısı kızsın bu adamın 2. evliliği"
Babam bu cümleyi söyledikten sonra duraksadım. Ve yüzüğün ilk nişan yüzüğü olmasını hatırladıktan sonra yüzümde mal sırıtış belirdi.
Gelen entrylere göre devam ederim