panpalar hikayenin 2. kısmı, mobile göre 2. sayfanın sonunda. bu da 3. kısım.

ertesi gün oldu. mersin forumun orada buluştuk. hatun yollu, buraya kadar her şey net ama eve gidelim dışarda buluşmayalım dediğimde yok demişti, sağı solu belli olmaz yani amlı sonuçta. o zamanlar hem kendi gözünde hem de benim gözümde dünyanın en değerli şeyini taşıyor. sanki taşıdığı şey am değil de frodo'nun taşıdığı yüzük amk. direkt olayı yiyişmeye getirmek istiyorum, fakat bi yandan da gel sakin bir yere gidelim desem hatun ürkecek diye korkuyorum. o yüzden amacım sanki elleşmek, sevişmek değilmiş gibi "karnın aç mı? bir şeyler yiyelim mi?" diye sordum. yok dedi, sahile doğru yürümek istedi. neyse, başladık yürümeye. sahilde boş bi kamelya bulduk oturduk.

aşk meşk muhabbeti yapmak istemiyorum kızla. dünkü olaya getirdim hemen konuyu. dedim ki "dün sanki biraz fazla cesurduk, ya sizinkilerden biri gelseydi, gerçi o dudakları öpmek her şeye bedeldi" amk nasıl gaza geldiysem kendimi tanıyamıyordum. içimden hem bi ciks canavarı hem de romantik bi adam çıkmıştı resmen. ben dünkü olayları anlattıkça, kıkırdıyordu huur. "sen cesurluk görmemişsin" diye benim sözlerimi kesti, yapıştı dudaklarıma. sanalda johnny sins olan ben halbuki o güne kadar hayatımda sadece bir kez öpüşmüşüm, o da ilk çıktığım kıza karşı sadece masum bi öpücüktü. ama senelerin vermiş olduğu ferre kültürüyle kızla bi yandan öpüşüyorum, bi yandan da elimi vücudunda dolaştırıyorum. önce elimi bacaklarında dolaştırdım, sonra beline doğru zütürdüm. o da elini benim bacağıma koymuştu. öpüşmeye devam ederken, dudağımı ısırdı huur. öyle hafif hafif de değil, bildiğin kanayacak sandım amk.