+2
-1
Eve gitmek için metroya yürüyordum, bayanın biri durdurdu. Sarışın ve mavi gözlüydü ve baya güzeldi belli ki Türk değil en azından ilk bakışta anlayamamıştım Türk olmadığını, bende dönüp:
+Buyurun?
-Excuse me! Where's the beach?
Dedi kız. Bir an mutlu olmuştum bu kadar müthiş bir kız benle konuştu diye ama ingilizce konuştu. Bende aşk engel tanımaz diye saatlerce silkroad,KO oynadım artık bu ingilizceyi sınamanın vakti geldi diye düşündüm sonra beach? beach? huur mu ne huursu lan huur muyum ben diye bir sinirlendim ama jeton sonradan düştü ha sahil olan beach. Olayı anlayınca gökyüzüne bir bakıp hadi Byperest bülbül gibi şakı deyip:
+I am sorry.My English is bad but follow me,Lets go together?
Dedim. Ulan konuşuyorum be bildiğin ötüyorum şakıyorum valla diye içimden geçiriyorum. Dokunsalar ağlayacam o kadar sevinçliyim. MMORPG ingilizcesi olduğundan sağ sol dümdüz git, bitişiğinde falan hak getire basarım speedi zütürürüm istediği yere. Neyse kız karar verip:
-Okay okay, Lets go!
Dedi mutlu bir ifadeyle çünkü gideceği yere kuşkusuz varacağını anlayınca rahatlamıştı. Bende mal gibi sadece yürümeyelim zaten şakıyorum ya bildiğin ingilizce konuşuyorum diye ne var ne yok dökeyim ortaya dedim.
+My name is Byperest inci. What is your name? (Ulan heyecandan soy adamı da söyledim TC'yi de verecektim zor otokontrolümü sağladım.)
-I am Sarah. Nice too meet you, Byperest inci.
+Me too.
+Where are you from?
-I am a Finn.
+Very good. (Bir tak anlamadım nereli olduğuna dair.Eve gidip çeviriden baktım Finlandiyalıymış amk I am from Finland demek bu kadar mı zor.)
+Do you like the izmir?
-Yes yes.I love it.Climate very nice. There are many places to visit.
Falan filan daha da bir şeyler anlattı yarısını anlamadım. Konuşurken sahile varmıştık hatta sahilde yürüyorduk. Hoşuma da gitmişti kızla sahilde yürüyom ve ingilizce konuşuyoz mk daha ne olsun seviye atladım bildiğin diye sevinirken bankların ordan:
-HEEEY SARAHH!
Diye hanzonun biri bağırdı ve yanımıza geldi. O önlerini sarıya boyatmış çılgın Neymar saçıyla, ağzında sakızı, güneş olmamasına rağmen taktığı güneş gözlüğüyle konuştu:
-Merhaba ben Mehmet.
+Bende Byperest. Sarah'ın arkadaşı mısınız?
-Evet. Kız arkadaşım.
Dedi ve gözümden bir damla yaş yere düşerken havada yakaladım gidip denize attım. Duygulandım.Bu tip bu güzelim kızla çıkıyor adaletini gibeyim dünya diye söve söve eve gittim. Yolda,2 gram ingilizceme tövbe ettim artık konuşmayacağım. Buda böyle bir anımdır.