kendimi ateşe attım,
Olay dün akşam saatlerinde 18K'da başıma geldi,
Otobüs hıncahınç dolu, Kaptan orta kapıları bile açtı. Yeter artık dedim kaptan alma artık dedim, ama millet Walking Dead zombileri gibi kapılara yapışmış içeriye girmek için adımlarını yavaş yavaş sürüyordu.
Velhasıl kapının dibinde binmeye çalışan yaşlı bir amcayı zor bela kolundan çekip içeri çektim. kapı kapandı,
Amca teşekkür etti, amca ile burun buruna yolculuk ediyoruz.
Amcada ki ağır sigara kokusu ve günün verdiği acayip iğrenç ter kokusunu ciğerlerime kadar çekiyordum. Burnumun direği sızladı.
Ne sağa ne sola dönebiliyordum. Millet kıç kıça aile sıcaklığında bir yolculuk sürüyordu. Ani bir fren olsa, ne akrabalıklar, ne aileler kurulurdu otobüste anlatamam, Bazı bayanların otobüsten gebe inme ihtimallerini düşünüyordum.
Dayı yakınımda "ıhhh" diye nameli bir inleme yaptı.
Yüzünde basur tıp dilinde hemoroid acısını gösteren bir mimik vardı.
Aga abartmadan söyleyeyim amca bir Osurdu,
En arka koltukta oturan adam yerinden sıçradı. O ses yağmurlu bir istanbul akşdıbının gök gürlemesiydi sanki.
Ben o şokla dayıya baktım, dayı bir hamle ile sırtını bana dönüp camdan dışarıyı izlemeye başladı. Olaydan habersiz davranmaya çalışsa da saniyeler içinde kokudan herkes haberdardı, Millet deli gibi öksürüyor, sanki otobüsün içinde grizu patlaması yaşanmıştı.
Herkes gözlerini bana dikmiş, bende arkamda kamufle olmuş amcanın o gün ne yediğini kokudan çıkarmaya çalışıyordum.
Millet çığlık atıyor Tem otoyolunda "Kaptan havalandırmaları AAAAAAÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ" çığlıklarının arasında utanç içinde kalakaldım. Herkes beni o patlamanın mucidi sanıyordu.
Hal bu ki ben osurmamıştım. Amcaya döndüm, dayı sen ne ettin ya, ne yedin sen ? Yanmış anakonda mı yedin ne yedin ?
120 kişinin gözleri kokunun verdiği acıyla yaşarmış, Turşu ve waffle karışımı o kokunun sahibini arayan gözler bende son buluyordu.
Sonunda kaptana bağırdım,
Kaptan orta kapıyı açar mısın inecek var dedim,
Orta yaşlı dedikoducu teyzeler "bi zahmet insin artık, Allah kahretmesin" fısıltıları ile benim otobüsten inmemi bekliyorlardı. Orta kapı açıldı, Teşekkür eden gözlerle beni izleyen amcanın dudağının ucunda küçük bir tebessüm belirirken kapının orada tekmeyi bu amcaya koyduğum gibi otobüsten attım huur çocuğunu ! Sonra yüksek sesle " Kaptan kapıyı kapat, sifonu çektim" dedim. Gülümseyen gözlerle lacost parfümümü otobüsün içinde deli gibi sıkıyordum. Yüz ifadem "BEN OSURMADIM" diye gülümsüyordu insanlara. Eve geldim pijamamı giyip yattım.
Amca da kusura bakmasın amk, ne yemişse artık.
Attık otobüsten yani, helal etsin.