0
toplanın beyler bi anımı anlatacam.
yıllar yıllar önce. ilkokuldan mezun olduğum gündü. o gün sınıf arkadaşım umut'la üzerimize formalarımızı giyip çamlık cafe'ye gittik, adana'da olanlar bilir orayı. orda (milli maçları saymazsak) hayatımdaki ilk ve tek basketbol maçını izledim. efes pilsen ile maçımız vardı şampiyonluk maçı 84-82 yenilmiştik hatta baya heyecanlı maçtı. neyse maçtan çıktık şadırvan'a gittik. ayakta yarım ekmek söyledik. tam beklerken beşiktaş formalı 16-17 yaşlarında sarı saçlı zayıf bi abi kuyruğa girdi. üzerimizde beşiktaş forması görünce merhaba gençler siz de mi maçtan geliyosunuz dedi evet dedik. adı fırat mı öyle bişeydi. biz de kendimizi tanıttık. biraz beşiktaş'tan konuştuk nolacak takımın hali fikret orman düzeltecek mi basketbolda lig şampiyonu olur muyuz yine iyi mücadele ettik goygoyu falan. sonra konu biraz derslere kaydı hangi okuldasın falan pral dedi. pral'daki teyzemi sordum öğrencisiyim dedi. yeğeni olduğumu öğrenince şaşırdı falan. biraz daha ders goygoyu falan derken asıl bomba patladı. anneniz babanız ne iş yapıyo dedi. umut bişey söylemişti ama hatırlamıyorum. ben de annem biyoloji öğretmeni babam ilaç müessiri dedim. bu sefer biz fırat'a senin ailen ne iş yapıyo dedik. verdiği efsane cevap:
annem felsefe öğretmeni babam mezar taşı üretip satıyor.
ekmek gelene kadar kendimizi zor tuttuk sonra afiyet olsun deyip yol aldık. uzaklaştıktan sonra hayvan gibi güldük aklıma güldükçe hala gülerim. mezar taşı üretip satıyo ney lan.