-
301.
0Ben olabildiğince dogma olarak kafamızda kalan bize dayatılan şeyler dışında cevap vermeyi deneyeyim. Yazılmış bir kader var ve cennetle ödüllendirileceğimiz veya cehennemle cezalandırılacağımız belli. Aklına ilk olarak o zaman kurallara uymanın ne anlamı var zaten nereye gideceğim belli sorusunun geçtiğini görür gibiyim :D işte tam olarak burada cüzi irademiz giriyor. Dua kardeşim... Bizim yapabileceğimiz duadır. Dua sadece sözle kısıtlansaydı ne kadar abes olurdu. Sadece ibadetlerin sonunda olsaydı ne kadar da haksızlık olurdu dua için. Dua etmek elini açıp istemekten ibaret değildir. Yoldan geçen bir kıza saygından bakmamak hal diliyle Gönlümü senden başkasına kaydırma Allah'ım duasıdır. Sınırda nöbet tutmak Bu millete zeval verme duasıdır. Kaderin senin yaptığın işe bağlılığın(yani duanın samimiyeti) nispetinde şekillenir. Nitekim son anına kadar kafir yaşayıp müslüman ölen veya tam tersi durumlar var. Yüzde yüz anlayamayacağımızı da unutma biz çünkü X Y Z T eksenlerine hapsolmuşuz. Burdaki algı hatası biliniyorsa belirlenmiştir ve bizler de oyuncu oluruz hatasıdır. Bu bilme Allah'ın sonsuz ilminden kaynaklanır.Tümünü Göster
Biliniyor ne yapacağımız ve çoğunu Allah belirliyor(Örneğin: Ölmeyi engelleyemezsin). Ama cüzi bir kısmı bize bırakılmış ve akıl verilmiş. Kafa karıştıran şu: bu kararlarımız da biliniyor. :D
Sonsuz ilim sonsuz tecrübe anldıbına gelir ve biz de bu ilimin sayılarla ifade edilemeyecek kadar az bir kısmını taklit edebiliyoruz.
Sana şöyle bir örnek vereyim: Kardak krizini biliyosundur. Doğu Kardak kayalıklarına Yunan kuvvetleri bir bahaneyle çıktı ve kriz tırmandırdı. Bizim SAT komandoları inisiyatif eşitlemek için Yunan kuvvetlerine hissetirmeden Batı Kardak' bölgesine çıktı. Dönemin Yunan bürokratlarından bir kaçı Batı Kardak bölgesine geçen Türk kuvvetlerini görmeme saflığından sorumlu tutuldular ve istifa etmek zorunda kaldılar. incelersek:
Türk kuvvetlerinin askeri ilmi oldukça fazlaydı ve hissettirmeden Yunanların burunlarının ucundan geçtiler. Onların hissetmeyeceğini ve Batı Kardak bölgesini korumayacaklarını tahmin etmişlerdi.
Şimdi o Yunan bürokratın "ne yapacağımızı biliyorlardı. Zayıf noktamızı tahmin ettiler, her şeyi biliyorlardı" deyip sorumluluktan sıyrılması mantıklı mı?
Halkı onlara o zaman askeri ilmi niye tam öğrenmedin? Ben seni bunun için mi vergilerimle besliyorum? demez mi?
Allah'ta biliyor ama o zaman benim sana söylediğim kuralları niye öğrenmedin? Ben seni isyan edesin başarısız olasın diye mi nimetlerimle besliyorum ? demez mi?
başlık yok! burası bom boş!