+2
Her hikayenin bir başrolü olur
Bu hikayede başrol benim.
Şimdi sizleri taktan hayatımın sadece bir kısmıyla başbaşa bırakayım.
1 Mart 1998
Havada yağmur bulutları, yetersiz oksijen ve herkese yetecek kadar kötülük vardı. Oldum olası sevememiştim istanbul'u.(daha doğrusu sevemeyecektim hatta belkide nefret edecektim.) soğukluğunu,, kalabalığını,kalabalığın içinde yalnız yaşayan insanlarını, ..
Elimde bir valiz Anadolu'nun bir koyunden sadece valizini ve bedenini alarak, iş bulmak para kazanmak için gelmiş yarım akıllının tekiydim işte.
Babamın tarlada çalışıp biriktirdiği, miktarını tam olarak hatırlamadığım bir avuç parayı, elime sıkıştırması
Anamın ağlayan gözlerle beni opup koklaması köye dair hatırladığım tek şeydi.
Koyu hiç sevmezdim filmlerde izlediğim gibi büyükşehire gidip çok para kazanacaktım, cahillik işte.
Koskoca istanbul kollarını açmış beni bekliyordu zaten.Ahh içi boş kafam nerden estide gittin o şehre.
istanbulu ilk görüşte aşık olabilirsiniz ama hani bir laf vardır ya tanıdıkça soğursun diye heh işte tamda o söz istanbul için soylenmişti.
Edit:Beyler istek olursa devam edicem hikayeye rezlerinizi ve şukularınızı esirgemeyin sabah isteğe bağlı devam..