/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +5
    Telsizden bunu bana bildiren bölük komutanımdı. Bir taraftan tepeye koşarken diğer yandan da aşağıya bakıyordum. Hemen pozisyonumuz aldık, nikonu ikimize hedef tespiti yapacak, koordinatları verdikten sonra biz de silahlarımız ona göre ateşleyecektik; şerefsizler çok iyi kamufle olmuştu, keskin nişancıları kimse göremiyordu. O an karşıdaki ateş gücünün neredeyse yarıya indiğini farkettim, durumu foçadan gelen birliğin komutanı çoktan anlamış, helikopterlere haber vermiş, kendilerini alıp arkalarına havadan paraşütle atmalarını istemişti, helal olsun komutanıma. Arkadan kaçış yolunu tıkayacaklardı.

    Yanımdaki keskin nişancı ile birlikte atışa başlamıştık, nikoncu çok iyiydi, verdiği koordinatların hepsi tutuyordu; toplam 8 keskin nişancılarını indirmiştik.

    Aradan yarım saat geçmişti ki helikopterler foça birliği alıp havada süzülerek uzaklaştı. Gittikçe gücümüzü hissettirmeye başlamıştık, ancak şehit ve yaralı haberleri gelmeye devam ediyordu, bir taraftan onlara müdehale edilmeye çalışılıyor, diğer taraftan da mağaraların bulunduğu bölgeye yaklaşıyorduk. Mağaraların içine roket atışları başlamıştı çoktan, ortalık duman bulutu kaplandı, kimse bir şey görmeden ateş ediyordu. Nereye gitmişti bunlar, neden karşılık vermiyorlardı? Ateş kes emri geldi, 50 kişilik bir grup mağaralara gönderildi, mağaralar boştu, nasıl olur, bomboştu. Aradan yaklaşık 2 saat geçmişti ki helikopterlerden haber geldi, yaklaşık 400 kişilik kaçan grubu 100 kişilik foça grubu imha etmişti, dünyalar bizim oldu, hem de hiç kayıp vermemişlerdi. (Mağaraların uzantılarının olduğu ve yaklaşık 800 kişilik bir grubun buradan kaçıp kurtulduğu anlaşıldı, mağara çıkışları ancak aylar sonra tespit edilebildi.)

    Şehitlerimizin sayısını o an tam olarak belirleyemesekte, hastaneye gönderilildikten sonra hayatını kaybedenlerle birlikte şehit sayısının 60 civarında olduğunu öğrendik, böylesine kısa süreli şiddettli bir çatışmada normal karşılansa da 60 can kaybı bizi yıktıi, diğer yandan da bize daha fazla güç verdi; intikam hırsı...

    Aradan geçen saatlerin ardından herkes gelen helikopterlere binerek karakollarına doğru yola çıkıyordu. Birden tek tek atış sesleri gelmeye başladı, yer belli değildi, ama görerek ve rütbelilere ateş ediyordu. iki asteğmen arkadaşım boynundan ve kalçasından vurularak yere düştü. Sağa sola bakarken yanında durduğum helikopterin cdıbını bir kurşun parçaladı, beni de görmüştü şerefsiz. Kendimi yere atarken komutanımın boynundan vurulduğunu görebildim ancak. Kafamızı kaldırsak ateş ediyordu. iki helikopter çoktan havalanmış taciz ateşine başlamıştı ancak görünmeyen neyi vuracaklardı bizim gibi. Kubi koşarak yanıma geldi, kanasımı aldığı gibi tepeye doğru koşmaya başladı, bir taraftanda bağırıyordu;

    - Gördüm şerefsizi.

    Yarım saat sonra Kubi atışa başlamıştı. Kubi'nin dördüncü atışından sonra karşıdan atış kesilmişti. Kubi ya vurmuş, ya da adamı kaçırmıştı, gidip kontrol etmek bu arazide saatler sürerdi, mesafe 1500 metreydi.

    Yerden kalktım, Kubi ve Abdullah yanımdaydı, elimi neden çekmeye çalıştıkalrını neden sonra farkettim; elimdeki bezi komutanımın boynuna öyle bastırıyordum ki... Telsiz konuşmalarını duyan bir Kobra inişe geçti;

    - yaralıyı hemen arka koltuğa bağlayın.

    Pilot binbaşının emri kısa ve kat'iydi. Aradan 10 dk geçmemişti ki, hayatım boyunca asla unutmayacağım o telsiz anonsu geldi;

    - Ata2 cevap ver, murat kimse hemen çağrıma gelsin.

    Cevabımın ardından konuşma devam etti, az önceki pilot binbaşıydı bu;

    - " Oğlum, artık karakol komutanı sensin, başımız sağ olsun, devrem şehit oldu. Son sözleri bana o karakola başka bir rütbeli atanmamasına dair yardımcı olacağıma dair yeminler ettirmek oldu. Değerini bil, bu bölgedeki tek karakol komutanı asteğmen sen
    olacaksın " ...

    Tutamadım kendimi, yere diz çöküp ağşamaya başladım, eşine, Ayşe ablaya nasıl söylerdim bunu, ya adaşım oğlu, yolunu gözlüyoprdu tıpkı diğer 60 şehidimizin aileleri gibi.

    Başımı kaldırdığımda üç sulu göz beni karşıladı; Abdullah, Kubi ve Mehmet.

    Komutanımın intikamı aylar sonra alınacaktı, ileride anlatacağım,
    Mekânın cennet olsun komutanım, seni unutmadım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster