+6
-1
Geçen ay Atatürk Havaalanı'na oldukça profesyönelce giren, sadece canlı bombalarla değil, aynı anda başka adamlarıyla çok ince planlanmış bir şekilde kritik noktalardan taramalı tüfekler ve el bombalarıyla insanlara ateş eden, çok iyi hazırlanmış bir IŞiD'e şahit olduk. Bu operasyonun tetikçisinin IŞiD olduğunu, fakat mimarının IŞiD olmadığını hepimiz biliyorduk. IŞiD'in gibi, istihbaraten bu kadarına uzanmaz.
Aynı şekilde AKP veya Erdoğan, 100'den fazla rütbeli askeri (bakın erleri geçtim, rütbeli askerlerden bahsediyorum) motive edip bir kamikaze saldırısı yaptıramaz. O kadar F-16'yı, Skorsky helikopteri, tankı bunların eline verip de "haydi aslanlarım, kendi ülkenizi vurun" diyemez, dese de ikna edemez. Başka ülkeye taarruzda buna gücü yeter, fakat kendi ülkesi için asla. Bu öyle miting meydanında bomba patlatmaya benzemez ağalar, kapsamlı bir askeri harekattan bahsediyoruz.
El-Kaide ve Işid örneğinde de anlatmaya çalıştığım gibi, dün darbe yapacağını zanneden salaklar kaybetmeye mahkum olarak sahaya sürülen piyonlardı. Belki bir kısmı ilk başta sahiden başarılı olacağına inanıyordu, belki bir kısmı sonradan kurtulacağı sözü almıştı, nasıl ikna olduklarını bilemem. Fakat emri aldıkları yer AKP değil, küresel çeteydi. Yazının başında tahminlerde bulunacağımı söylemiştim, fakat bundan adım kadar eminim.
ismet inönü sağ olsun, 1940'ların ikinci yarısından itibaren Fulbright Anlaşması gibi birçok gizli anlaşma imzalamıştır. Truman Doktrini, Marshall Yardım Planı derken, bizim sadece eğitim gibi sosyal fonksiyonlarımız değil, aynı zamanda askeriyemiz de ABD'ye hediye edilmiştir.
Küresel çete, kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyerek, herkesin varlığını gayet bildiği o TSK'ya sızmış ABD komutası altındaki piyonlarını kaybetmeleri için sahaya sürdü.
Siyasette "ya hep ya hiç" yoktur. "Ya çok iyi dostuz ya da en kötü düşman" yoktur. "Ya hep iyi geçineceğiz ya da hep bozuşacağız" yoktur. Erdoğan IŞiD'i destekliyor olsa bile, uzun bir süredir küresel çete ile arası limon