-
1.
+3ama tıkırtı sesleri
arttıkça artıyordu... Daha fazla dayanamayıp aşağı inmeye
başladım. Merdivenlerden inince bahçede bembeyaz bir at
olduğunu farkettim. Hayatımda gördüğüm en güzel hayvandı
belkide... Bizim bahçemizde otlanıyordu. Öylesine güzeldi ki Fuat'ı
uykusundan kaldırıp ona göstermek istiyordum... Açıkçası uzun
zamandır hiç bu kadar mutlu olmamıştım.O hayvanı orda görmek
ilginç bir şekilde beni mutlu ediyordu ama gecenin karanlığında
elimde gaz lambası olmasına rağmen beni farketmemişti. Tek bir
noktaya odaklanmış , ordan kafasını ayırmıyordu..Ben de onun
baktığı noktaya baktım , hiç bir şey yoktu.Ama hayvan sanki ordaki
biriyle iletişime geçiyor gibiydi ve aniden şaha kalkıp ormanın
derinliklerine doğru koşmaya başladı... Ben de onunla birlikte
hemen üst kata koştum... Üst kat ormanı görüyordu. Ve sihirli bir
şey görmüştüm adeta... O beyaz at bembeyaz ışıkların arasında
ormana yürüyordu... Arkasından koşmak istedim ve o sırata
Fuat'ın beni tuttuğunu gördüm. Pencere açıktı , tek ayağım
dışarıdaydı ve belki Fuat 2 saniye daha geç kalsa pencereden
aşağı atlamış olacaktım.
- Fuat Erdağ anlatmaya devam ediyor
Füsun'a pencere önünde en az 20 kere seslenmiştim ve hiç
birinde de ses vermemişti. Sanki hipnotize olmuş gibi dışarıya
bakıyordu. Sırtı bana dönüktü , yataktan kalkıp yanına doğru
yaklaşmaya başladım. Bir şeyler mırıldanıyordu... Belki yıllar geçti
ama hiç unutmadım söylediği şeyi. "Le mehhüme bil lükateyş"
arka arkaya bunları mırıldanıyor , ben ona yaklaştıkça sesi daha da
artıyordu. Ve en son çığlık atarak pencereyi açıp atlamaya
yeltendi... Zorlukla tutuyordum. Eşim çok güçlü ya da yapılı birisi
değildi ama o an gerçekten çok güçlüydü... Bütün gücümle onu
tutmaya çalıştım ve içeri çektim.
Füsun yavaş yavaş kendine gelmişti... Söylediği şeyin anldıbını
sorduğumda bir şey demiyordu. Hiç bir şey söylemiyordu nefes
nefeseydi... Su getirdim , suyu içtikten sonra... "Fuat... Fuat ben
çok kötüyüm" diyip ağlamaya başladı... "Ne oldu hayatım , ne
olduğunu anla
başlık yok! burası bom boş!