-
1.
0Tahitili kaptanımız Tiro, sakin deniz üzerinde yeşil bir çelengi andıran adaya baktıktan sonra bir küfür savurdu. Yüzü solmuştu. Ona neden canının sıkıldığını sordum. Cevap verdi:Tümünü Göster
Bu adaya yerliler, lânetlenmiş ada adını vermişlerdir. Polinezya’nın kötü ilâhları onu Tuamotu takım adalarından ayırarak, böyle her yerden uzak bir mevkie sürüklemişlerdi. Buraya senelerden beri insan ayağı basmamıştır.
Tiro, adanın tarihçesini merak ettiğimi anlayınca, bana adahakkında izahat verdi.
Vaktiyle bu ada cennet gibi bir yerdi, dedi. Yerlileri sadet için yaşarlardı. Fakat 1. Dünya Harbinden az önce buraya beyaz bir tacir geldi. Adaya ayak basar basmaz kabile reisinin huzuruna çıkarak ona, kendisine 25 yıl müddetle kopra sevk etmek ve denizlerden inci istiridyelerini çıkarmak hakkını veren bir senet gösterdi. Beraberinde sarhoş dalgıçlar ve hafif meşrep kadınlar da getirmişti. Tam 10 yıl müddetle adaların başına zorba kesildi. Bir müddet sonra vereme yakalanan yerlilerin çoğu öldü. Nihayet kabile reisi, hayatta kalan yerlileri etrafına toplayarak adayı terk etti. Hareket ettikleri gece, zalim tacir de ortadan kayboldu. Kabile reisinin onu katlettirdiği ve cesedini köpekbalıklarına attırdığı büyük bir ihtimal dahilindedir. Kabile reisi adadan ayrılmadan önce burasını lânetledi. Fakat kendisi ve yanındakiler de hedeflerine ulaşamadılar. Bir fırtına esnasında boğulup öldüler. O zamandan beri adaya yaklaşan herkesin başına uğursuzluk gelmiştir. Adanın meş’um olarak nam salmasının sebebi de budur.
Biz şimdi bu adaya çıkmak zorunda kalacağız, değil mi? Diye sordum.
Tiro, tasdik maksadında başını eğdi. Karaya çıkıp adanın öbür sahiline yürüdüğümüz sırada karşılaştığımız manzara karşısında dona kaldık. Palmiye ağaçlarının gölgesinde küçük bir kulübe gözümüze çarpmıştı. Bir hindistan cevizi ağacına daya duran beyaz saçlı ve mavi gözlü bir adam bize bakıyordu.
Onu gören yerliler “hayalet, hayalet!” diye bağıra bağıra kaçışmaya başladılar.
Yabancı, bu hal karşısında ürkmekle beraber, gülümseyerek bize doğru ilerledi.
Cennetime hoşgeldiniz! Dedi. Yedi yıldır gördüğüm ilk insanlar sizsiniz. Benim adım Joseph Sawyer’dir dedi.
Hayretten dona kaldım. Joseph Sawyer, 10 Haziran 1941 tarihinde güney denizlerdeki adaları ziyaret etmek maksadıyla küçük bir yelkenliyle tek başına seyahate çıkmış olan bir muhasebeciydi. Markiz Adalarından ayrıldıktan sonra, izi kaybedilmişti. Bir müddet sonra da gemisinin enkazı Te Uri atolunun civarında görülmüştü.
başlık yok! burası bom boş!