0
Bir keresinde belime bağladığım balıklarla yüzerek sahile dönerken, sessizce yaklaşan bir köpekbalığı, bir hamle yaparak balıkları kaptı. Karnımı koparmasına ramak kalmıştı.
Başka bir sefer de gölde 30 kilo ağırlığında bir deniz kaplumbağası yakalamıştım. Sessizce yaklaşarak onu arka ayaklarından kavramış ve sahile doğru çekmeye başlamıştım. Hayvan başını geriye doğru çevirip bacaklarımı yakalamak için sonsuz bir gayret gösteriyordu. Bu şekilde mücadele ettiğimiz sırada, sular çalkalandı ve omuzumdan parmaklarıma kadar, yayılan şiddetli bir acı ve sarsıntı kolumu sardı. Kaplumbağa elimden kurtulmuştu. Hayvanın kabuğu ikiye ayrılıp parçalanmıştı. Hayvanın elinden zor kurtuldum.
Bununla beraber hiçbir zaman barakuda balığı ile karşılaştığım zamanki kadar ölüme yaklaşmamıştım. Bir gün demir uçlu mızrağımla kayalara doğru yürürken derinlerde bir barakuda gördüm. Balık da beni görmüş ve taarruza hazırlanmıştı. Benimle kayaların arasına girerek yolumu kesmek istedi. Hemen daldım, onun karın hizasına gelince mızrağımı sapladım. Bir an balık korkunç ağzını açınca, jilet gibi keskin dişlerini gördüm. Balık kırılan mızrak, karnındaki yaradan sallanır vaziyette hücuma geçti. Onun elinden nasıl kurtulup kayalığa tırmandığımı bilmiyorum. O günden sonra barakudalardan kaçmaya karar verdim