-
1.
0Joseph Sawyer, adadaki yedi yıllık ikameti zarfında boş durmamıştı. Hindistan cevizlerini güneşte kurutmuş; istiridye çıkarmak için deniz diplerine dalmıştı. Hindistan cevizi ağaçlarına zarar veren kara yengeçlerini tutmak için kapanlar hazırlamış ve bu hayvanları kızartarak yemişti. Fırtına esnasında yıkılan Hindistan cevizi ağaçlarını yararak yukarı kısımlarının içindeki yumuşak maddeden salata hazırlamıştı. Hindistan cevizi liflerinden elbise dokumuştu.
Nasılsa günün birinde adaya bir geminin geleceğini biliyordum, dedi,
Sonra cebinden bir avuç dolusu inci çıkararak bize uzattı.
Adanın yabancılarla dolmasını istemem, dedi. Bu sırrımı muhafaza etmeye söz verirseniz inciler sizindir.
Arkadaşlarımla bakıştım. Nihayet Tiro söze karıştı:
Cennet adanız yalnız sizin olarak kalacaktır. Yalnız ara sıra ben buraya gelir kopra ile istiridye kabuklarına mukabil, size, istediklerinizi getiririm.
Joseph Sawyer sevinç içinde atıldı.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok, dedi. Yalnız tütünsüzlük ve kitapsızlıktan çok ızdırap çektim.
Gemimiz tamir edildikten sonra, Sawyer’den aldığımız malları gemiye yükledik. Biz uzaklaşırken Joseph Sawyer bize, sahilden el sallıyordu. Tiro yanıma geldi.
Bu adaya artık meş’un ada demiyeceğim, dedi. Bir tek adamın iyiliği, burasını bir cennet haline getirdi.
Eliyle Sawyer’i işaret etti.
O şimdi çok mes’uttur, dedi. Denizin ve rüzgarın mugibisiyle yaşayan, gündüzün güneşin, geceleyin yıldızların altında yalnız duran insan, ebediyete ve Allah’a yaklaşmış sayılır.
Ben de Joseph Sawyer’in sırrına hürmet edeceğim. Ben yerini tarif etmedikçe Tuamotu grubunun sayısız adaları arasında cennet adasını hiç kimse bulamaz.
Bence Joseph Sawyer, hakkıyla mes’ut olabilmiş nadir insanlardan biridir. O yeryüzünde Allah’ın cennetini bulmuştur.
başlık yok! burası bom boş!