-
26.
+10Sahil yolunun sonunda eski ve küçük bir yapıda yılların çürüttüğü bir insan beklerdi sizi. Çaycı Orhan Amca... Orhan Amca sürekli yeni tanışıyormuş hissini yaşatırdı bence. Çünkü sürekli aynı şeyleri anlatırdı. Eskiden sinema işletirmiş. Gündüzleri yeşilçamın en nadide eserleri gösterilirken akşamları da polislere, askerlere, ilçenin önde gelen misafirlerine ithal ferre filmleri izletirmiş. ilçenin önde gelen insanların en mahrem sırları o küçücük sinema salonunun içerisinde dallanıp budaklanır, ama yine de dışarıya sızmazmış. O zamanlar sırra saygı varmış.
Sonra Orhan Amca başlar o ihtişamlı günlerinden geriye bu hale nasıl düştüğünü anlatmaya...
Benim der gözleri buğulu bir şekilde. Benim evlatlar hayırsız çıktı. Evlendirmek için onları sattım malı mülkü. Hiçbir şey bırakmadım geride. Hepsini onlara harcadım. Evlendiler. Mallarımın gittiği yetmezmiş gibi bir de oğullarım gitti.
Ve daha bir çok eski yeni şeyler anlatırdı Orhan Amca. Onun hikayesinde yalan ve gerçek. Hayat ve kurgu iç içe geçmiştir. Başlarda sorgulasanız da sonradan bırakırdınız sorgulamayı ve dinlemeye odaklanırdınız. Heyecanlı heyecanlı konuşurdu, siz bazı noktaları kaçırırdınız.
başlık yok! burası bom boş!