Okuduğu kitaplar bir elin parmaklarını geçmeyen. Komünist manifestodan iki satır duyup kendini proloteryanın peygamberi zanneden. Slogan atarken friedrich engelse, starbaksta kahve içerken benjamin frankline dönüşen muallaklere odtü lü denir. Hizmet ettiklerini düşündükleri yüce değerler ot içip, çimenlerde sarhoş olmaktan ve 250 liralık parkayla politik duyar kasmaktan öteye gitmez. Mesele çok eşliliğe gelince youtub argümanlarıyla polemiğe giren fakat mesele cinsellik olunca evliliğe inanmayıp istediğime yapıştırabilir ve ya istediğime kendime yapıştırtabilirim diyen. Kendi bencil tutkularını yüce bir amaca bürüyen. (Çoğunun pkk sempatizanı olması da bu yüzdendir. Kürt hareketi adı altında uyuşturucu ticareti, kaçakçılık ve fuhuşla ilgilenen bir örgüt onlar için bulunmaz bir seçenek.)
Kendi cehaletleri tarafından küçültülmüş beyinleri ait oldukları topraktan utanmalarını sağlar. Kendi kültüründen bir olguyu alaya almak onlar için hasretini çektikleri sarhoş özgürlüğe ilk adımdır. Bahsi geçen üniversitede american folk songs deyince susturamayacağınız, fakat bir anadolu türküsü duyunca önce mal mal bakıp sonra da "bu ne abi yaa, aha aha" diye tepki veren yozgatlılar vardır.
Burası bir okul değil burası bir fabrikadır.
Dolayısıyla odtü abd nin türkiyedeki en büyük üssüdür.
Yalnız odtü değil başka başka okullarda da bir nesil yetişiyor. Bir bu nesle bir de bu ülkeye iyi bakın. Neyi kime emanet edioruz. Iyi bakın.
Evet deniz gezmişin de amk