neredesin sen

az önce grinin elli tonunu izledim. çok güzeldi. önceden hep cikse önyargılı yaklaşırdım. bedeni tabulaştırırdım. ancak ne zaman bunu bıraktım biliyor musunuz? ciksin sadece kadın ve erkek arasında bir şey olmadığnı anlayıncaya kadar. evet cinsiyetler var ancak cinsellikler cinsiyetlerden her zaman daha fazla. LGBTI gruplarla takılmaya başladım. onlara yardım etmek istedim. bana çok şey öğrettiler. cinsellik kadın ve erkek olmakla alakasız şeylermiş. sadece sevgi ile alakalı bir şeymiş. hani onları hep lut kavmine benzetirler ya. hep derler ya bedenlerinin zevklerinin peşinden gidiyorlar diye. işte hayır, esas onlar ruha gidip sevdikleri için bedenlerin ne olduğunu önemsemiyorlarmış. bunu gördüm. hani derlerdi ya bi sloganları vardı aşk herkes için eşit diye. gerçekten öyle. onları seviyorum. "muallak" dedik durduk onlara şimdi bu deyime gülüyorum. herkes muallak olsaydı dünyada savaş olmazdı. sadece sevişirdik. hem de grinin elli tonundaki gibi ateşli. aslında hepimizin istediği değil miydi bu? tutkuyla sevişebilmek. karşındakinin de seni senin kadar sevdiğini bilerek. bu nedir. hep filmlere özeniriz ah nerede böyle bir ciks diye. aslında hep bedenlerin bir kaç dakikalık hazlarının peşinden gideriz. ve sonra deriz ki arkadaşlarımızı karıyı yatırdım bi gibtim varya... sadece sofra mezesi mi aşk? aşkı bu duruma düşürenlerin amk. belkide tutkuyla sevişmek, karşılıklı olarak sevmek budur bence. grinin elli tonundaki gibi. her dokunuşu hissederek. hep dedik ki kendimize cinsellik iyi bişey deeel. nah deeeel. cinsellik tutkulu bir aşkın en deli meyvesidir. düşünsene sevdiğine yakın olabiliyorsun. onunlasın, tek beden halinde. üstelik bunu yaparken bedensel hazzı öemsemiyorsun. en masum sevişme bu. bir çocuk gibi. art niyet olmadan sadece karşındakini sevdiğin için sevişiyorsun. sevdiğin için sevişmek asildir...