+1
bırakın tarihi bilmeyi, kendi yaşadığı dönemi bile bilmeyen insandır. şöyle anlatalım;
1920 yılında istiklal mahkemeleri kuruldu. amaç ayaklanmaları bastırmak, iç ve dış tehditlere göre ciddi önlemler almaktı. genel olarak evet, gerici ve rejim karşıtı hareketleri bastırmaktı. 3 kez kuruldu ama rejim karşıtı hareket devam etti. buna karşılık 3. istiklal mahkemesinin kurulmasının ardından 46 yıl sonra hala tehditi gören devlet, 1961 anayasasına 1973 yılında bir ekleme yaparak devlet güvenlik mahkemelerini (dgm) kurmuş ve istiklal mahkemelerinin görevini bu şekilde sürdürmesini sağlamıştır.
şimdi buraya kadar olan kısmı tarih bilgisi olmayan ve araştırmaktan uzak olan kişiler bilmeyecektir. peki dgm'ler ve idam ne zaman kaldırıldı?
2004 yılında anayasada yapılan bir değişiklikle dgm'leri kapatma işlemi akp hükümetinde yapıldı. hem de abdullah öcalan yakalanmışken. burada bu mahkemeleri kapatmaktaki asıl amaç akp'nin olası bir yanlışta kendisini idamdan kurtarma düşüncesiydi. dgm'lerde de diğer tüm mahkemelerde olduğu gibi temyiz davalarına yargıtay bakıyordu.
yıl 2016. yargıtay ve danıştay cumhurbaşkanlığına bağlı. tsk hükümete bağlı. 12 yıl içerisinde sistemi kendilerine göre düzenledikten sonra idamı getirme istekleri çok da şaşırtıcı gelmiyor nitekim bunu bir intikam oyununa dönüştürdüler. cumhuriyet rejimi yanlısı insanları, rejim karşıtı insanların asıldığı gibi asmak istiyorlar. bu korkuyu yaşatmak istiyorlar.
bunları göremeyen insan bariz bir şekilde bilgisizdir. idam genel olarak suç işleyen bir insan için kurtuluştur. aynı durum istiklal mahkemeleri için de geçerlidir ancak o dönemi bugüne göre yorumlamak da doğru olmayacaktır. yine de idam yanlıştır.
her şeye inanan cahil bir güruhun yönettiği bir devletle, desteklediği bir hükümetle yaşıyoruz bu ülkede. suçu da başkasında değil kendimizde arayalım ama ilk başta anne ve babalarımızda arayalım. zamanında haberleri izleyip izleyip yorum yaparlardı irticai hareketlerle ilgili. fetullah gülen o zamanlar da vardı ve bir şey yapmadılar. şimdi bize çok daha zor koşullarda bir ülke bıraktılar. her taraftan elimizi kolumuzu bağlıyorlar ama bizi esir edemiyorlar. o büyük adam orada, anıtkabir'de yatıyor. yaptıklarının boşa çıkmasına izin vermeyeceğiz. ben buna inanıyorum.