0
Yaz tatili geldiğinde babalığım işi iyice ilerletmiş bir sürü koyun falan almıştı. inekler falan vardı bankadan kredi çekipde almış, kendisi buraya kafa dinlemek için gelmişti ama uğraştığı şeylere bak. Şimdi düşünüyorum da harbiden kafa yok adamda. E tabi hayvan bu, her gün bakmak zorundasın, tatili falan yok bu işin. Yazında hiçbir yere ne kendisi gidiyor ne de beni bırakıyordu ki eski arkadaşlarım ile görüşeyim. Bu arada okuldan da birkaç arkadaş edinmiştim yarım dönemde. Hatta herkesle kaynaştım diyebilirim. Zaten köydeki okula göndermemişti babalık, yakındaki bir ilçe de okula gidiyordum. Bu da köydeki yalnızlığıma iyice destek oluyordu, herkes değişik bakıyordu başka yerde okula gittiğim için, belli olmasa da dışlanmış gibiydim.
Neyse, babalık beni bırakmadığı gibi üstüne bir de çiftlikte çalıştırıyordu. Başta eğlenceli olsa da zamanla eziyet haline geliyordu o iş. Zaten küçük çelimsiz biriydim, o gübre arabasının altında eziliyordum adeta. Ancak umrunda mı? Tabi ki hayır, her gün sabah öğlen ve akşam olmak üzere çiftliğe gider gübre atar, yem verirdim. Kendisi de orda burada gezerdi, yanımda bir de çoban vardı. O yaşımda sorumluluk bana verilmişti sanki ben çok istemişim gibi. Bir şey olsa benden bilir eve gelince bana kızar beni döverdi…