-
1.
0Uzun süren otobüs yolculuklari beni hep düşünmeye sevk etmistir. Nedensiz bir sekilde hayati, varlığı, ahlagı, etiği, sanatı ve daha bir sürü düşünceyi mütemadiyen bu yolculuklar sırasında düşünmüşümdür. Lakin bu seyahatlerim esnasında kafamda bir ari misali vizildayan düşünceler, daimi suretle bu temel felsefik vargilari kumulatiflestirmekten öte noktalara da ulaştı.
Elimde olmadan usumda dönen o yersiz düşüncelerin temeli, hep bana verilmekte olan uyaranlarin bilerek yapılıp, yapilmadigi hususunda idi. Misal; yanımdaki şahsın dizlerinden birini bir kac kere benim dizlerime temas ettirmesi, bu zatin bir gay olma ihtimalini, dört kere servis yapan elemanın zaten az doldurduğu meyve suyunu bana gelince daha az doldurması, onun bana karşı bir kin besleme ihtimalini düşündürürdü .
Önümdeki kızın sürekli dönüp gözlerime bakmasinin sebebi masumane bir konusma isteğinden ziyade beni dag başında otobüsten attirmak, kurda kuşa yem etmek istegi gibi görünürdü.Çünkü bu masumane bakışın benim zihnimde yaptigi cagrisim, anormal bir vaziyet alırdı.Bu bakisma meselesi sürerken ben icimden "olum kiz senden nefret etti. Sana bilerek bakiyor ki sen gidip onla konusasin. Ardi sira kiz da sapik diye bagirsin. Soför, arkada uyuyan ikinci şoför ve içecek dagitan adam seni tekme tokat arabadan disari atsin.Sen nevsehirde, bir dağ basinda elinde valiz, yol kenarında otobüsün gidişini izlerken o kaltak camdan sana siritsin. Iste bu kiz bunu istiyor.Bu oyunlara gelme akıllı ol" seklinde düşünürdüm her seferinde.
Otobüs öyle sessiz sedasız su misali gecede akarken benim içimden böyle düşünceler gecerdi iste.
Bu kez böyle olmasın, biriyle insan gibi konuşayım, yol arkadaşlığı yapayim dedim bindim yine otobüse. Zaten gec geldiğim için herkes koltuklarına kurulmuştu."Bu kez panik yapma sec birini konus" dedim kendi kendime.En temiz suratlı adami seçtim güvenilir sohbet eşi olarak otobüste.Bir kac koltuk arkamda otuyordu ve sadece molalar da konusabilecektik.Iyi bir baslangicti benim gibi sürekli tetikte biri için.Az ve öz olacak, konuşma sırasında zamanin kisitliligindan dolayi garip duraksamalar olmayacakti.
Heyecanlı bekleyiş sona erdi ve ilk mola yerimize geldik. Adam benden önce çıkarak otobüsün arkasına doğru ilerlemeye basladi. Neler konusacagimizi düşünerek bende adamın peşi sira ilerlemeye basladim.
Ben yaklastikca adam bana bakıp uzaklaşıyordu.Ben bir adım atsam o da bir adım atıyor ve duruyordu. Aramızdaki mesafe hiç degismiyor ama yaklastikca burnuma kötü bir koku geliyordu. Adam sonunda "Kardeş gelme ben buralara osuruyorum. Otobüste osuramadigim ve osuruk icin tuvalete para vermek istemedigimden ötürü arka plaka tarafina gelip isimi hallediyorum. Yaklasma" dedi. Bende görünmesine mani olamadigim bir tebessümle elimde olmadan adamın üstüne doğru yürümeye devam ettim.Çünkü dört saat bunun ıçin odaklanmistim ve nedense vazgecemiyordum attigim adimlardan.
Adam "Kardes yaklasma osurmaya ciktim ama kasinirsan ağzına da sicarim. Beni rahatsiz etme" dedi. Ortamin gerilmesine binaen yüzümdeki gülümseme kaybolmustu. Elimde olmadan adamin üstüne yürümeye devam ediyordum.O anda adam durdu.Bir anda üstüme atlayip montumun ensesinden yakalayip beni yan tarafta bir kac dişimi bıraktığım ve büyük ihtimalle tapusuz araziye doğru sürükledi."Sana gelme diyorum, utaniyorum diyorum, ağzına sicarim diyorum" diye diye beni yarim saatlik molanin en az yirmi dakikasini kapsayacak sekilde bir güzel dövdü ve gitti.
Ben ise yerimden kalkıp otobüse binemedim. Takatten düşmüştüm. Titreyen ellerimin arasindaki sigarayi yakmaya calisirken kendi kendime şöyle dedim "Bir daha otobüste kimseyle konusma, mola yerlerinde ve osurma alanlarindakilerle hic konuşma".Cümlenin sonlarına dogru tüm dostluk kurma hayallerim, bagajdaki valizim ve valizimin içindeki "tek kaplan" marka donlarim gitmisti. Yani mina kodugumun otobüsü beni almadan gitmisti.
başlık yok! burası bom boş!