Benim hikayem bundan çok uzun yıllar öncesine dayanıyor...
Köyümüz 20-25 haneli herkesin birbirini tanıdığı küçük ve şirin bir yerdi ama bu güzellik bizi burada tutmaya yetmiyordu.
Babam köydeki toprağı hayvanı satıp büyük şehire gideceğimizi söylediğinde içimi bir heyecan kapladı , bir yandan koca şehirde ne tak yiyeceğimizi düşünerek tırsıyordum diğer yandan köyde kalıp bu sefaletle yaşayıp ne yapacağız diyordum hem şehirdeki kızları merak ediyordum. Şehirden dönenlerin anlattıklarını az dinlemedik biraderlerle köylü erkekleri çok çekici buluyorlarmış.
Köyümüzden önce babam ben ve diğer erkek kardeşlerim ayrıldı 10 saatlik bi yolculuktan sonra şehirde hemşerilerimizin olduğu mahalleye geldik. iş bulana kadar kadar köylümüz Mustafa amcanın evinde kalacaktık. Mustafa ağa babamın en yakın arkadaşıydı köyden ilk o gelmiş ve bir şantiyede işe başlayıp kısa zamanda usta başı olmuştu. Kısa zaman sonra babamı şehire gelmeyi ikna edenin mustafa amca olduğunuda öğrendim.
Babam zengin olma hayalleri kurarken, benim aklım şehirdeki amcıklardaydı...