-
401.
+9belki de yanlış olan biziz..Tümünü Göster
ama ne olursa olsun, bu karanlık duygularında tesiriyle, olmadığımız birilerine dönüşmek üzereyiz…hele ben…
mine tribünde değil beyler..
mine tribünde değil..
çünkü artık o da biliyor böyle mutluluk oyunlarını tsigalkonun zerre gibinde ol(a)madığını..
aslında olsun ister tsigalko..neden olmasın ki..orada otursa..beni izlese..yanıma koşa koşa, tanımadığım iki kevaşe değil de o gelse…
öff..
çok karmaşık işler be aq..çok ağır hisler..duygularım bulamaç gibi..şimdi, nispeten sağlıklı kafayla düşünüyorum da, ulan harbiden ağır ruh hastasıymışım ben..vallahi bak..öyle böyle değil, bildiğin tımarhanelik..ve siz de yaklaşık 1400 sayfadır aslında kafayı yemiş bir adamın (ya da yavaş yavaş yemeye başlamış bir adamın diyelim) anılarını okuyorsunuz..
kurtulmamız lazım..ayağımıza bağlı tüm prangalardan..sırtımızdaki tüm ağırlıklardan..kurtulmamız lazım beyler..zinciri ellerimizle
koparmamız lazım..
koparır mıyız dersiniz?
http://fizy.com/tr#s/1ua9yw
…aynı lanetli isim…yine mi ulan…sayarak mı verdiler sizi bana? şaka mı bu? kameralar nerede ulan? bana fark ettirmeden gibilmişliğime kıs kıs gülenler nerde??
yorgunluk, aşırı duygular ve az önce yaşadığım şok üst üste gelince, düşecek gibi oldum..harbiden de salon ayaklarımın altında dönüyor resmen..körüklü otobüsün ortasındaki yuvarlağın üzerinde dengede durmaya çalışan yolcular gibiyim..
kız, eli havada bir şekilde bekliyor..bir kaç saniye ben öyle sipastik gibi kalınca, kaşlarını kaldırıp tedirgin bir havayla sordu,
“bir sorun mu var?”
evet var..tanışmak üzere olduğun adam, tanışmayı istediğin adam pek normal biri sayılmaz..sorun bu..
“yo..yok..” dedim..”ayşen…benim çok sevdiğim ve yakın zamanda kaybettiğim bir arkadaşımın adı..onu hatırladım..kusura bakma..”
az önce gerilen yüzü aniden yumuşadı tanrıçanın..mahzun bir ifadeyle gülümsemeye çalıştı..
“yaa..başın sağolsun..üzüldüm, şanssız bir tesadüf oldu desene..”
“sorun değil” dedim cool konuşmaya çalışarak..elimi ben uzattım bu sefer..”tsigalko”
yeniden ışıl ışıl gülümsemesini takınıp sıktı elimi..büyük elleri var..
o ara yanındaki kız, biraz da ortamı yumuşatmak istedi herhalde, bilerek patavatsızlık yaptı, hani sanki “hoop ben de varım burada yani” dercesine;
“ben de merve bu aradaaa” diye lafa daldı sırıtarak..ortam yeniden biraz kendini toparladı..o ara tuna yanımdan geçerken hafifçe omzuma vurup “kankaa hasta olucan bak ;)” diye ima yaptı, hani şu erkeklerin, kızla konuşan arkadaşlarına her zaman yaptığı türden ima-binlik *
gülerek önüme döndüm, kızlar da gülüyorlar tip tip yine..ortam iyice ısınmış..ben o ara 3-5 cümle daha ettik ama hatırlamıyorum..konuşma bir noktaya geldi, e artık benim de bir hamle yapmam gerekiyor,
şöyle ki, normal bir erkeğin, orada bütün salonun önünde ayağına kadar gelmiş hatunları artık bir şekilde davet mavet etmesi gerekiyor..
ama ben sevgilisi olan bir erkeğim?
ama erkeğim demi sonuçta? yani, çüküm var, genelde onun tarafından yönetiliyorum..ılık zütlere karşı sempatim yok..evet..sanırım ben bir erkeğim..sevgilimin olması ise,
o kadar da önemli değil sanırım…..
ne diyordum..hah..konuşma tıkandı, kızlar, özellikle tanrıça, artık benden bir şeyler duymak ister gibi gözlerini kocaman açmış, yüzlerinde gülen bir ifade ile bekliyorlar..
“ee..çıkışta, işiniz yoksa bir şeyler içelim mi?” dedim utangaç-sıkkın bir hava katmaya çalışarak tavırlarıma,
dünden razılar,
“oluuuur” dediler yine kıkırdayarak..
olur..
soyunma odasına girdim..bizimkilerden bazıları tip tip bakıyorlar, olcay,
“dostum..iyisin?” dedi gülerek..
“iyiyiz ya” dedim anlamamazlıktan gelerek..”hepimiz harikaydık”
başka bir şey konuşulmadı, odadan erken ayrılanlarla selamlaştık…
sonra ben de çıktım, bir tek serhat yavşağıyla selamlaşmadım..tamam az önce kucak kucağa olabilirdik ama o atmosfer ayrı..yoksa sivilde, benden özür dilemeden hayatta yüzüne bile bakmam..amın oğlu..sen benim kız arkadaşım hakkında nasıl öyle konuşursun laga lugalı..
yine sinirlenmiştim içten içte..ama hoşuma da gitti..mineyi savunuyor, düşünüyor olmak, ona değer verdiğimi gösterirdi..
beyler..ahh beyler…nasıl bir mücadeledeyim kendimle bilemezsiniz aq…insan ne yalanlar söylüyor…ne dolapları döndürüyor..ama bir kendini kandıramıyor işte…olmuyor…kendi kendini uyutamıyor…
nasıl bir mücadeledeyim…
bilemezsiniz…
odadan çıktım..beni bekleyen fıstıkların yanına gittim..oturup bir şeyler içicez işte..bunun nesi yanlış ki?..
başlık yok! burası bom boş!