/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 476.
    +7
    nilayın kendini acındıran ve yalvaran bakışları da devamlı beni takip halindeydi..

    ama beyler, kalbi temiz adammışım demek ki..ya da aslında kalbimle hiç alakası yok, tamamen kaderin kaosu, kanı ve göz yaşını sevmesiyle alakalı bir durum..

    çünkü bizler her zaman hayatımızla ve hayatımızdakilerle bir tür arbede halindeyizdir ve kader, yaptığı yemeğin lezzeti karşısında keyfinden parmaklarını yalayarak gülücükler dağıtan bir aşçı gibi, size yarattığı bu kaosların içinde debelenişinizi görmekten hoşlanır..

    ama onun bu özelliği bu kez benim için bir avantaj olacaktı..

    sinirden uyuyamadığım, yatakta dönüp, havayı yumruklayarak denemeler yaptığım ve kavga sonu için artistik-racona uygun kelimeler düşündüğüm gecelerden sonra, nihayet bir perşembe günü, bir şekilde serhatla tuvalette yalnız kalmayı başardııık...

    dediğim gibi, temiz iş istiyorum..bu huur çocuğu, her ne kadar yılanın önde gideni olsa da, gururuna da düşkündür, yani eğer ben bunu tek yakalayıp gibersem gidip de "tsigalko beni dövdüüüeee" diye ağlayamaz..

    peki diyeceksiniz ki, e arkadaşım ya sen dayak yersen ne olacak? hep dövücem, dalıcam diyorsun da, sen hayatın da kaç kişiyi dövdün?

    valla beyler ben gönül adamıyım, şiddetin her türlüsüne karşıyım.. hayatım boyunca, çocukluğumdaki pokemonluk zamanlarımı saymazsak böyle tekme tokat ettiğim kavga sayısı, bugün bile hala sadece bir adet. evet bir..25 senede sadece bir kere çok ağır kavga ettim, 2 sene kadar önce. detaylarına girmeyeceğim, ailevi bir mesele.

    onun haricinde de kavga diyemeyeceğimiz, ama benim ya da karşımdakinin minimum hasarlarla atlattığı yumruklaşma, itiş kakışlar filan var, misal 4. sınıfta bir çocuğun dudağını kanatmıştım, bütün kavga sadece bir yumruk sürdü, ben ilk vurunca o ağladı ve olay bitti * ilk vuran o olsa muhtemelen tam tersi durumla karşı karşıya kalacaktık.

    neyse,

    bu serhat olayını biraz ayrı tutalım istiyorum çünkü pek kavga sayılmaz;

    yüzümü yıkadığım sırada, gözlerimi araladığım anda, "o anın bu an" olduğunu anlamıştım.. aynadan, hemen arka tarafımda, pisuvara işemekte olan serhatın profilini gördüm..

    aceleyle yüzümü koluma kuruladım..

    soğuk kanlı bir şekilde gidip tuvaletin ayrık kapısını kapadım, içeriye doğru döndüm,

    o ara bu da işemiş, lavabolara doğru ilerliyor..

    bir taktan haberi yok tabi,

    ben de ona doğru ilerledim,

    pisuvarlarla lavabolara giden yolun ortasında aramızdaki mesafe son derece uygun hale gelince, içgüdüsel olarak,

    "hiş, baksana" dedim,

    ve dediğim saniye,

    lafımla arasında belki de saniyenin 10 da biri bir kadar es vererek, omzumun gerisinde, bütün vücudumu ve gücümü kullandığıma inanarak, böyle hafif yukarıdan aşağıya doğru açılı bir biçimde yumruğumu savurdum, tam gözünün altına, elmacık kemiğinin biraz üzerine "trrotk" diye oturttum..

    tamamen hazırlıksız ve dengesiz yakalanan serhat bildiğin pisuvlara uçtu, ben de savurduğum kolumun etkisiyle öne doğru bir iki adım sendeledim..ama var ya, böyle bildiğin kendimi olimpiyat rekorunu kıran ciriti atmış gibi filan hissediyorum..

    aynı zamanda elimde de korkunç bir acı var..

    serhat züt üstü oturakaldığı yerden pisuvarların yan taraflarına tutunarak adiden doğrulmaya çalıştı, karşı atağa geçecek güya..ama sen öldün babacım..sen öldün haberin yok..

    öyle aniden de fırlamaya kalkınca, bir daha dengesini kaybetti, bir daha züt üstü oturdu, sonra da boylu boyunca uzattı kendini yere..

    başın mı dönüyor?

    ben karşımda, yerde balık gibi yatmakta olan serhata bakakalmış bir vaziyette, gardım inik duruyorum.. ağzımı açtım..bir şey söylemem lazım sanki, böyle kurtlar vadisi repliklerini aratmayacak cinsten..ama bir şey diyemeden geri kapattım... aq aklıma bir şey gelmedi çünkü ben de ne tak yediğimin farkında değilim.. sonra elim, felaket acıyor lan.. serhat çakmasın durumu?..gerçi çaksa ne olur adam ağlamak üzere lan?

    önce, serhatın yerde sesli sesli soluk almaya çalışırken ekşiyen yüzüne baktım,
    sonra, az önce atmış olduğum mega punch u düşündüm..

    zaten başka ne söze ne de harekete gerek vardı..

    dönüp hızlıca tuvalette dışarıya fırladım,

    işte o anda, dünyanın bir tuvalet ve orada atılan bir yumruktan ibaret olmadığını sanki bilmiyormuşum gibi yeniden keşfettim..
    acıyan elimi diğerinin içine almış, sınıfa doğru ilerlerken beynime hücum eden düşüncelerle mücadele etmeye çalıştım, bir tanesi hepsinin arasında çok daha belirgin, adeta fosforlu bir tonla parıldamaktaydı:
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster