-
601.
+6ben de sevecenlikle karşılık verdim,Tümünü Göster
"kalmadı tatlım.. böcük (:"
yanağından makas aldım..az önceki sorumun üzerine bu kadar gerilmesi beni şaşırtsa da sorgulamamaya karar verdim.. ceyda sorgulanmaz zira.. çünkü size yeterince güveniyor ve seviyorsa, buna gerek kalmadan duymak istediğiniz her şeyi, hatta fazlasını kendisi anlatır zaten..
rahatlatıcı öpücüklerimi emrine sunmak için boynuna dolanıp üzerime doğru çektim.. biraz kasıldı, öyle anlık direnmesi beni yeniden şaşırttı.. allah allah..ne oluyor lan?
soran gözlerle baktım,
kızın hala bir sıkıntısı var belli,
"ceydacım? beni beğenmiyor musun artık ;)"
sıkıntıyla gülümsedi..
"o mümkün değil de... benim sana bir şey söylemem lazım.. deminden beri, nasıl girsem bilemedim"
hah, işte bahsettiğim açık sözlü ceyda (:
"söyle bitanem?..benden çekinecek değilsin ya?"
"biraz çekiniyorum açıkçası bu konuda.."
"söyle söyle (:"
"ya..ben gecenin geri kalanını meltemle geçirsem? yatamıyor işte kız.. şimdi onu orda öyle bırakırsam.. arkadaşım sonuçta..her ne kadar bu geceden sonra bazı şeyler değişecek olsa da.."
şimdi anlaşıldı benimkinin derdi, beni yalnız bırakmak zorunda gibi, nasıl tepki vereceğimi bilemedi.. anlıyorum seni canım...
sıkıntılı yüzüne sevecen bir öpücük kondurdum,
"bu muydu bir saattir kıvrandığın şey? (:"
mahzun mahzun gülümsedi.."fırsatımız varken seninle olamamak.. bunu telafi edicez bir şekilde.. emin olabilirsin hayatım.."
"telafilik bir durum filan yok bebeğim.. demek ki bir sonraki görüşmemizde saniyelerimizin kıymetini daha iyi bileceğiz.. o kadar ;)"
kızı gevşeten ve sıkıntısını yok eden sihirli kelimelerin ödülünü uzun bir öpüşmeyle aldım..
sonra yataktan ayrıldı, kapıya doğru ilerledi, geriye doğru aktrisvari bir bakış atıp,
"iyi geceler hayatım" dedi..
ben de tam karşılık vermek için ağzımı açıyordum ki zamanın donduğunu hissettim..
beynimin bir yanından girip aniden en derinlerine saplanan ok gibi bir düşünce, ağzımdan çıkması gereken kelimelerin formasyonunu değiştirdi aniden..
birilerini, içerden, yakından, tanıdık ama pek sevilmeyen birilerinin kontrolü eline alması saniyenin on da biri kadar bile sürmemişti,
"ceyda" dedim..
"aslında meltem de burda bizle yatsa ya? yalnız kalmamış olur işte..sen de benden ayrılmak zorunda kalmazsın?"
ağzımdan çıkan kelimeler, ses tonum, bana bile yabancı geldi, acaba ceyda tanıyabilmiş miydi?
bir eli kapının kolunda, salak bir gülümsemeyle kalmıştı benimki,
sessiz geçen bir kaç saniyenin ardından,
"e..emin misin? bu söylediğinde?"
omuz silktim.."ne var.. olmaz mı?"
şaşkın gülümsemesi iyice büyüdü,
"ya sadece bir öneri canım.. tamam bir şey demedim" dedim kıvırmaya çalışarak..
"oohoh.. tsigalko.. ciddisin, harbi harbi ciddisin (:"
öyle salak salak biraz daha bakıştık, sonra ben durumdan iyice rahatsız olup,
"tamam hadi git artık" dedim bozuk bozuk..
duymamış gibiydi sözlerimi.. ağzı açık, elleri birbirine kenetli bir kaç saniye daha kaldıktan sonra konuştu nihayet,
"ben.. söyleyeyim melteme.."
"nı..ne..dur.."
fırlayıp gitmişti bile..
hay aq gibeyim çenemi.. dilimi..
kız zaten arıza olduğumu biliyor.. şimdi iyiden iyiye sapık olucaz gözünde..
sıkıntıyla yatağa devrildim.. nerden geldim amk evine be..gerçi değerdi aslında ama..ah dıbına koyim ah..kendi evim olsa işte.. hiç böyle sorunlar olmaz..el gibiyle gerdeğe girersen bu kadar olur..o gece ev mevzusunu tamamen kafama koydum beyler.. yanlış anlamayın, sırf gibiş kakış için değil..ev iyidir yani.. üniversiteye gidip de evde kalmadan dönen insan, bence yarım öğrencilik yaşamış demektir..
ben kendime lanet ede dururken odanın kapısı bir kere daha açıldı, ceyda ve meltem girişte göründüler.. benimki hafiften dürterek meltemi odaya soktu.. yazık lan.. düşündüm de, kız kendi evinde mülteci gibi oldu aq bu gece.. kendi odasına utana sıkıla giriyor..
bir şeyler demek için ağzını açmıştı ki atladım,
"tamam sorun değil (:..cidden.. burası senin evin meltemcim..ve gayet konuk seversin (fazlasıyla) bir sorun-sıkıntı yok benim açımdan" deyip olabildiğince içten ve rahatlatıcı şekilde gülümsemeye çalıştım..
kız bunun üzerine diyeceklerini yutup gülümsemekle yetindi, yatağa doğru ilerleyip bir dizini attı, kısa geceliğinin sıyrıldığı yerlerde süt gibi, dolgunca bacaklar meydana çıktı..ou yes.. balık etli fantezisi.. bunu sevenler ağzının tadını biliyor.. muallakler sizi..
ceyda ışığı söndürdü, bir süreliğine yeniden karanlığa gömülmemizden faydalanarak "karanlık tsigalko" nun imalı esprilerinden birini yapmasına izin verdim, zira ışık açıkken yaptığım takdirde kızarma ihtimalim var,
"ee kızlar beni ortanıza alırsınız artık? he he"
samimiyetinden ve herhangi bir güldürücü etkisi olup olmadığından emin olamadığım gibko esprimi fake bir gülüşle de desteklemiştim.. şimdi iki kızdan biri bana "sen ne diyon amk?" dese, züt gibi kalırım yani.. diyecek lafım olmaz..
"aa ben yatıcam ortada..bir yanımda sevgilim bir yanımda arkadaşım ;)" diyerek şakayla karışık (olduğunu sandığım) önerimi baltaladı..
halbuki önerim şakayla karışık filan değil.. bunun gayet farkındayım.. benim niyetim başka..
sakın yanlış anlamayın... bu sefer de ceyda dan meltem e geçiş filan söz konusu değil.. tarzan mıyım ben aq..sarmaşıktan sarmaşığa atlayacağım..
ceyda ile olan ilişkimde en ufak bir problem ya da tereddüt yok..ama o süt mısırı bacaklar.. offfss... keşfedilmeye açık yeni bir vücut... dolgun kalçalar... acaba meltemi üzerimde zıplatıyor olsam, o kalçalar benim kasıklarıma her çarpışımda nasıl titreşir, nasıl yankılanırdı..
bu sapık düşünceler anaforunun içinde döner dururken, sağ omzumda ceydanın başını hissettim.. söylediği gibi, ortamıza o yatmıştı..
ve karanlıkta olduğumuza bir kere daha şükrettim.. acaba yüzüm ne hallere girmişti..
bir süre, kızların kıkırdaşması, benim bel altı imaları içeren esprilerim ve yatakta durmak bilmeyen bir kıpraşma eşliğinde geçti..
neden sonra meltem e,
"meltem, ya mahsuru yoksa banyonuzu kullanabilir miyim? çok az.." diye sordum,
normalde çok zorda kalmadıkça yapmayacağım bir davranıştır bu, hatta sorarken bile utanırım..ama bu gece öyle şeyler yaşandı ve bu üçlü artık öyle bir yüz göz oldu ki..harbi suratlarımız eşşek derisine döndü..ne utanma kaldı ne arlanma...
meltem,
"aa tabi, tabi, ne mahsuru aşk olsun" diye candan bir karşılık verdi..
eşofmanımı da alıp odadan ayrıldım, iki çatlağı yatakta yalnız bırakmıştım..
banyoyu niye kullanıyon, sıçıcan mı? diyeceksiniz.. hayır, bildiğiniz gibi huylu, pimpirikli gibiğin tekiyim, o yüzden kıçımdan şu harabe halindeki boxeri çıkarıp bir bel altı duş alıcam izninizle..
neyse buraları geçelim.. benim bu temizlik takıntım en umulmadık anlarda hem başıma dert olmuş hem de dertten kurtarmış bir huydur.. annemden miras..ne diyim.. duş alırken geldiğim bu düşünce beni bu abuk subuk zaman diliminde ailemi düşünmeye itti.. olaya bak, içerdeki bir odada, yarı çıplak iki kızla aynı yataktayım.. hiç bilmediğim bir evin, soğuk banyosunda taşaklarımı yıkıyorum.. aklıma ailem geliyor..her şeyim ayarsız abi..bir şeyim, iki şeyim değil ki..
başlık yok! burası bom boş!