"Yabancıya konut alırken "KDV verme" dedi.
Sana "evet" ver diyor.
Kendi oğlunu askere göndermedi; seninkini El Bab'a gönderiyor.
Sana "evet" ver diyor.
Sana yandaş müteahhitlere iş çıkarmak için yol; kendine saray yaptı.
"Evet" ver diyor.
Bir açılım yaptı, yüzlerce şehit verdin. Kapatmaya kalktı yüzlerce şehit verdin.
Yetmemiş! "Evet" ver diyor.
Ermeni başkan Sarkisyan'la maçta, Rum papazı Batholomeos'la iftarda, terör örgütüyle Oslo'da, onun siyasi partisiyle Saray'da masaya oturdular.
Seni de sandığa davet edip "evet" istiyorlar.
Fetullah'ın örgütü için "ne istediler de vermedik" demedi mi?
Sana da "ne istersek ver" diyorlar.
Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırladığı ilk misafir kimdi kardeşim?
Papa Francis...
Vatikan'ın başındaki papazı diyorum.
Referandum çalışmasına nereden başladı kardeşim?
Kâbe'den...
Sen Vatikan'ı, Mekke'yi gördün mü hiç bakayım?
ikisini de pasaportla gidip görebilirsin.
"Bir de şu sarayı görelim" de hele, bakalım görebilecek misin?
işte orada oturan, "evet" istiyor.
• **
Ben ne mi istiyorum?
Yahu neyin kalmış ki isteyeyim?
Senin oyunda, onun sarayında falan gözüm yok.
Haline bakıyorum; içim acıyor.
Kendi halini görmüyorsun; daha beter acıyor.
"Umut fakirin ekmeği" deyip yazıyorum.
Sahi siz ne yiyorsunuz bu aralar?"