-
26.
+101 AY SONRA
Dükkanı artık işletmeye başlamıştım. Paraya dokunmamıştım. Gerçekten sanki parasını harcasam Yakup babayı unutacakmışım gibi geliyordu. Tabi arada sıkışınca kullanıyordum ama dükkandan gelen para yetiyordu. Eve ihtiyacım yoktu. Dükkandan başka yerde de pek kalamıyordum zaten. işi biraz ilerlettik. Artık Selim dükkanlara da gidiyordu çay zütürmeye. Neredeyse 2 ye katlamıştık kazancımızı. Yine güzel bir günün ardından kapıdan kravatlı bir adam girdi. Bayağı resmi bir tavırla(AV olacak bu da yani avukat)
AV-"Bir bine siz misiniz?"
b-"Evet benim neden sordunuz?"
AV-"Ben avukat Nejdet Sağlam buraya sizinle konuşmak için geldim."
b-"Kimin gönderdiğini tahmin edebiliyorum."
AV-"Lafı fazla uzatmayacağım, buraya sizinle anlaşmaya geldim. Bildiğiniz üzere rahmetli Yakup beyin 1.2 milyon tl parası var. Bunları vermeniz karşılığında dükkanı istediğiniz gibi kullanabileceksiniz. Ayrıca Yakup beyin evini de size vereceğiz. Bu sizin için uygunsa şurayı imzalayın" diye bir kağıt uzattı. Ben ise kağıda bile bakmadan:
b-"Avukat bey. Babalarının cenazesine bile gelmeyen, son yolculuğuna uğurlamayan 3 çocuğa verecek hiçbir şeyim yok. Lütfen kendilerine iletin bunu."
AV-"Tamam ama... "
b-"Aması maması yok. Size şu anda zarar vermiyorsam elçi sıfatında gördüğüm içindir. Bunu siz onlara iletin.
AV-"Pekala nasıl isterseniz. O zaman size dava açacaklar."
b-"istediklerini yapabilirler." dedikten sonra avukat gitti.
Bir gün sonra elime zarf geldi. Tabiki de dava açılmıştı. Çok şaşırmıştım.
S-"Abi ya kaybedersen davayı? O zaman ne yapacaksın?"
b-"Kaybetmeme imkan yok. Çünkü elimde videolu kanıt va... " derken yolda babamı gördüm. Belki benzeri biridir bilmiyorum ama gördüğüm anda dışarı doğru çıktım.
başlık yok! burası bom boş!