(Part 6)

Bir kaç ay geçti ve ben sınıfta biraz ortam kurmaya başlamıştım kızlarla az çok sohbetler, bahsettiğim elemanlarla takılmalar falan derken gib gibi bir ay geçirdim o lisede. Bilirsiniz okullar eylülde açılıyor okulun ilk ayı hiçbir ekşın olmamıştı amk ne karı tavlamıştım ne de olay olmuştu. Herkes kendi halindeydi ta ki bizim Tarık sihirli cümleyi kurana kadar:
T: beyler çıkışta avm'de işim var gelecek var mı hem takılırız
B: kanka valla benim çıkışta bi planım yok sana uyarım istersen
T: isterim tabi
O gün tarıkla beraber işini halletmiştik tarığı biraz daha iyi tanımıştım aslında göründüğü kadar da havalı olmayan bir tipti gönlümü fethetmişti bin. Bunun işini hallettikten sonra (yaklaşık 15 dakikamızı almıştı halletmemiz kıyafet mi kitap mı ne alacaktı) bir cafeye oturduk nargile ve çay sipariş ettik bizim tarık ikince defa nargile içecekti ben ise yazın başlamıştım ve nargilenin anasını ağlatıyordum. Bahsettiğim mekan gün geçtikçe tarıkla bizim mekanımız olmuştu ve bu sırada aramıza yiğit ve arda da katılmıştı. Okulda sıradan bir günümüz "pool live tour" adlı bilardo oyununu oynamak ve öğlen dayımın çalıştığı lüks köfteciye gitmekle geçiyordu. Başka hiçbir ekşın yoktu

Not: Arada beleşe getiriyordum, köfte öncesi verdikleri çiğ köfte ikramı ve sonrasında çay ikramlarının tadı hala damağımda.