“unutma beni” dedi.. kızıl saçlarını savurarak döndü arkasını, merdivenlerden çıkıp gözden
kayboldu.. sonradan öğrendim ki, zaten çoktan ailesiyle filan konuşmuş, her şeyi ayarlamış..kim
bilir onlara ne bahane uydurmuştu.. muhtemelen bana söylediği ilk bahanesini onlara esas neden
olarak sunmuştu..
Kendimi tuvalete attım güç bela.. ulan..nasıl ağlıyorum aq..bildiğim hönkürüyorum..
kusucam..kafamı suyun altına sokayım dedim, lavabo dar.. aldım yüzüme su çarptım..bir yandan
da anam ölmüş gibi hıçkırıyorum hala…çok koydu be beyler.. böyle gamlı olduğumu bilmezdim..
düşünceler çivi gibi saplanıyor, beynimi oyuyor..lan diyorum..”kız benim yüzümden yıllarından
olacak, hayatını komple değiştirecek belki de..muhtemelen olumsuz yönde.. benim takuma..”
Birine böylesine uzun vadeli ve yüksek dereceli bir zarar vermek, benim harcım değildi.. boyumu
aşmıştı dalga.. kaybolmuş, kumlara gömülmüştüm altında..
Kabinlerin birinden çıkan bir eleman beni öyle görünce, önce şaşkın şaşkın baktın, sonra da “iyi
misin birader? Diye sordu..20 yaşında bir adamı böylesine ağlatan ne olabilirdi?..her halde bir
yakınını filan kaybetmişti?
Aslında doğru sayılır..bir yakınımı..bir zamanlar yakınım.. çok yakınım olan.. sevdiğim, sevdiğimi
sandğım.. seviştiğim..hissettiğim kadını kaybediyordum.. sonsuza kadar…bir daha birbirimizi
görür müydük?..dünya küçük, ama bence bu saatten sonra mümkün değil…
Kapanan bir sayfa daha.. defterden kopan bir yaprak daha.. kendi ellerimle yırttığım, buruşturup
çöpe attığım bir yaprak…
“eyvallah” dedim çatallaşmış bir sesle, sümkürdüm.. çocuk sırtıma vurup anlayışlı bir tavırla
uzaklaştı.. belli ki bu çocuk acısıyla ve sümükleriyle yalnız kalmak istiyordu…
Kendimi toparlamayıp tuvaletten çıkmam 10 dakikamı aldı.. yine de gözlerim burnum filan kıp
kırmızı aq..şeker kız candy gibi sıfat..
Gittim sınıfa o halde, içerisi yarı dolu, hoca daha gelmez.. hemen sindim duvar kenarına…ama
bazı gözlerden kaçamamıştım..
http://fizy.org/#s/3wkuvm