0
karar vermek için bir, bilemedin iki saniyem var beyler..ve bu hamle, tüm geleceğimi etkileyebilir..
bakalım falcı cadının dediği gibi dirayetli miyim?
yoksa haftalardır kendine bile rol yapan ve bu aşamada günden güne abazalaşan bir pekekent
miyim?
kararım, beynimin içinden şimşek gibi geçiyor.. öyle ki sanki istemsizce titriyorum.. ekran şöyle bir
gidip geliyor.. aşırı voltaj dalgalanması..
kolumu kızın kolunda kurtarıyorum kibarca..ona dönüp gülümsüyorum.. yüzünde, az önceki
zamansız geri çekilişimin yansıması olan hayal kırıklığını görüyorum, mili saniyeliğine de olsa..
sonra hemen o da gülümsüyor..
"kalkalım mı?..seni daha fazla üşütmeden bir an önce mekana gidelim ;)"
"yaa..sen de üşüdün.. deseydin ya demin? ne kadar düşüncesizim, seni oturttum burda :/"
"yok be canım (: ben senin için diyorum cidden.. benim üzerimdeki diğer şeyler de kalın, kendini
suçlu hissetmene gerek yok..ama eğer geç kalır ve masa kapamazsak o zaman suçlu
hissedebilirsin :p"
"(: tamam hemen gidelim"
yeniden yola koyulduk.. biraz hızlı adımlarla, merkeze ve dolayısıyla yurtlara oldukça ters bir
tarafta kalan mekana doğru gitmeye başladık..
20 dakikalık bir yolculuktan sonra kapının önündeydik..
saat dokuza geliyor..
içeri girdik..
bar işte..
her zamanki loş ve gürültülü mekanlar..
tipim, anlattıklarım ve anlatacaklarım dolayısıyla, tam bir bar adamı olduğum kanısına
varabilmeniz doğal, ama aslında çok da hevesli değilim beyler böyle yerlere, bilesiniz diye
söylüyorum..ben, sakin masamdan, akan kalabalığı izleyebileceğim, daha az gürültülü daha çok
sohbetli mekanları severim aslen..o nedenle asmalı mescit favori mekanlarımdandır... gerçi
beyoğlu belediyesi sağolsun dıbına koydu ortalığın ama yine de istanbul dedin mi, asmalı da
oturup iki lakırdı etmeden dönmem geriye..
neyse..
henüz yarı yarıya görünen mekanda, hoş bir masa kapma imkanımız oldu... dinleyeceğiz
bakalım..
"ne çalıyorlar demiştin bunlar? rock tarzı heralde demi?"