+14
Herkesi içeri buyur ettim en sonunda Musa Eylül ile konuşup beni çekiştiriyor, ben ise yemek yerken Nazlı ile Sevgi konusunu konuşuyordum.
"Sevgi'nin neden bana ihtiyacı var ki?"
"Biliyorum tam anlamadım. Özlemiş mi ne anlamadım."
"Derdi ne ise öğreneyim de bitsin. Ayrıca sen neden hala onla konuşuyorsun?"
"Ya o beni arıyor, ben onla konuşamak istemiyorum. Ama aynı zamanda kırılsın da istemiyorum."
Arada bir Eylül'e boğacak gibi bakıyordu.
Barizdi, benden hoşlanıyordu. Sevmese bile hoşlanıyordu. Bir bakış daha attığında dayanamayıp güldüm.
"Komik ne var?"
"Hiç... "
Neye güldüğümü anlayınca aynı bakışı bana attı. Bu sefer ikimizde güldük.
"Bu kız Eylül ayrıca."
Lokması boğazına takıldı. Ve bağırarak Eylül mü dedi. Herkes ona baktı. Hafifçe kafasını Eylül'e kafasını çevirdi ve özür utandığını belli ederek kafasını öne eğdi.
Bu sefer kız kıza erkek erkeğe muhabbet oldu. Kalan muhabbete sofrayı toplayıp devam ettik. Herkes çekildikten sonra Eylül ile baş başa kaldık.
Gel zaman git zaman, Master onayım hala gelmemişti. Eylül o süreç boyunca aylar boyu benle kaldı. Arada bir gideceğim Üniversite'yi arıyor, onlarda çok az zamana halledeceklerini söylüyorlardı. En sonunda yaz geldi bize.
Aynı zamanla da Master onayı geldi.
Almanyada, Berlin'e biraz uzak bir yerdi. Tam yer vermeyeceğim, çünkü Üniversite izin vermedi.
Kısa bir detay, etrafta kasabalar vardı ve ormanlık bir yerdi. Doktora planları bile yapmayı düşünüyordum. Hayatım güzeldi.
Sevgi meselesine gelirsek, o ise sadece bana dönmek istemiş, garson olarak iş yapıyormuş. gibtiri çekmiştim.
Bu günlük bu kadar.