11
https://www.youtube.com/watch?v=Dv6Th7kJ64Q
paris'in yeni yeni geliştiği dönemlerdi, etrafta o dönemin giyim mağazaları ve oturulacak yerler vardı.
rönesansı etkileri her yerdeydi, sanat ve tarih kokuyordu şehir. heykeller, taş havuzlar, şehir yaşıyordu tam anlamıyla.
+ah canım paris. cehennemden sonra en sevdiğim yer.
-sen cehennemi seviyor musun?
+tabii ki hayır. çok sıkıcı, sürekli yanıyorsun, ama bronz tenimi ona borçluyum.
- belki de bu kadar dalgacı olma sebebi büyük acılar çekmendir lucifer?
lucifer bir süre duraksadı daha sonra at arabasının kapısı açıp indiler.
lucifer tekrar margot'a döndü. 8 milyar yıllık uzun yaşamımda bunu kimse söylememişti. dedi
margot bir süre sessiz kaldı. adımlamaya devam etti.
+ özlediğin bir şey var mı lucifer?
- babamı... ben babamı özlüyorum.
margot şaşkınlıkla baktı lucifer'e o'ndan nefret ediyorsun sanıyordum.
+oğullar babalarından babalar oğullarından asla gerçekten nefret edemezler margot.
-o halde neden?
+ bize, ailesine dönmesi için. bu insanlar, bu kokuşmuş uygarlık o'Nu haketmiyor. bazen seviyorum insanlığı ama yine de o'nu haketmiyorlar. biz hak ediyoruz. gerçek ailesi. ben hak ediyorum gerçek oğlu...
-yani kıskançlık mı bu lucifer?
+hayır aile olmak. ben ailesini toparlamaya çalışan bir evlattan fazlası değilim. bu sonsuza dek yanmamı gerektirecek olsa bile...