+2
Ama o benim için sadece görsel bir güzellikti. En ufak bir his ya da duygu yoktu içimde. Artık benimsediğim, benimle birlikte büyüyen, soğuk, karanlık ve kahpe bir boşluk vardı sadece.
Ben içimde beslediğim iki kişiyle de kendi çapımda zeki bi insandım. Ancak ikimizin de Matematikle ilgili büyük sorunları vardı ve bu fark edilmeyecek gibi değildi. Matematikte sürekli bocalıyorduk ve ikimiz de kaybetmekten nefret ederdik. Matematikten de nefret ettik. Benim bu kıt matematik ile nasıl bulunduğumuz şehrin en iyi liselerinden birini kazanıp sonrasında oradan ayrılmam Müzeyyen'in ilgisini çekmişti. Aramızda geçen ilk konuşma şuydu;
M: Ya sen bu Matematiği düzelticeksin di mi?
B: E bi zahmet
M:(Gülerek) Bi zahmet demek? istersen bir iki soru bankası biliyorum sıfırdan üstüne koyup ilerleyebileceğin basit kitaplar, isimlerini verebilirim?
B: Olur.
Utana sıkıla ellerini iki yana açarak devam etti:
M: Ya.. Şey.. Yanlış anlamazsan sen bu Matematikle nasıl o okula girdin anlatsana biraz.
B: Yaklaşık 15 matematik netim vardı. Onun haricinde de sadece 1 boşum vardı.
M: Oha.. Oğlum insan mısın?
B: Bilmiyorum :D
Bana iki adımı da kullanmadan hitap ediyordu sürekli. Sanki bi şeylerin farkına varmış ve isim kullanmaktan çekiniyormuş gibi...