+65
-2
avare avare yürüyerek eve vardım. akşam yemeği yiyorlardı bizimkiler. oturdum birkaç lokma yiyip kalktım. yine uzandım yatağa tavana bakarak mal mal hayaller kurmaya başladım. bir yandan kendimi tutmaya çalışıyordum. çocukluğumuz beraber geçmiş, hasan amcayla ailemizin yakın bir ilişkisi var derken kendi kendime hasan amcanın dıbına koyum dedim. ben küfür eder etmez kapı öyle bir vuruldu ki yerimden zıpladım. sesimi mi duydun hasan amca diye söylendim. birden aklıma iremle yürüdüğümüz geldi. kesin hasan amcaya biri bir şeyler dedi hasan amca beni silkecek diye düşündüm. babam bana seslendi. tırsarak gittim yanına. kapıdaki hasan amcaydı. oğlum sen bizim süleymanı dondurma almaya yollamışsın çocuk daha ortalıkta yok nerede biliyon mu sen dedi. ben de yok hasan amca dedim. valla bulamadık oğlanı bi geliverin de bakalım şuna dedi. ayrı ayrı dolaşalım hasan amca dedim. tamam oğlum bulalım da dedi. adam korkmuştu ve suratı bembeyaz kesilmişti. benim aklıma küçükken saklandığım ceviz ağacı geldi. ağacın altında bir oyuk vardı. oraya giderdim bazen. gittim oraya ağlama sesleri geliyordu. süleyman oraya çökmüş ağlıyordu. beni görünce koştu sarıldı. abi köpekler kovaladı korktum çıkamadım dedi. aldım bunu kucağıma hasan amcaların evine gittim. kapıyı tıklattım. irem açtı kapıyı. gözleri hafif sulanmıştı. süleymana sarılıp içeri aldı. sen mi buldun dedi. he ya ağacın altına saklanmış dedim gülerek. valla allah razı olsun dedi. konuşurken gözlerini kaçırıyordu. ben gideyim hasan amcayı bulayım dedim. bir yandan gözünün yaşını silerken bir yandan da gülümsedi. tamam diyerek kapıyı kapattı. yaktın beni irem dur bakalım ne tak yicez diyerek hasan amcaya bakmaya gittim.