+8
Beyler geçen gün başımdan şöyle bir olay geçti.
Okul kütüphanesinde ders çalışılacağı zaman (özellikle sınav döneminde) öyle bi masayı sabahtan gelip şezlonga havlu atar gibi kapamazsınız tıklım tıklım dolu oluyo çünkü. Kuralda 30dk oturduğunuz yeri bırakma hakkınız olsa da bu işin adabı 1-1.5 saattir yani en fazla (adamın bi acil işi çıkmış olabilir bi yere gitmiş olabilir yemek sırasında beklemiş olabilir vsvs. 30dk kronometre kurup kimse orayı kapmaya çalışmaz zaten). Şimdi ben boş bi yer gördüm baktım masada sadece bi ders kitabı var ne çanta ne bi şey, belli herif yer tutmaya kalkmış. Kitabı kenara koydum kuruldum neyse 2 saati biraz geçti (bu arada aynı masada 3 kişi daha var) ben yemeğe gittim geldim bi baktım dallama benim pcyi felan toparlamış kitapları yığmış bi yere bu diğer 3ü de bunun arkadaşıymış neyse gittim yanına :
- kardeşim orda ben oturuyodum.
+ senden önce ben vardım bak kitaplarım felan burdaydı (dıbına koyim bi de bi haklıymış edalarıyla konuşma şekilleri yok mu)
- kardeşim bi tane kitap vardı burada ne çanta ne başka bi şey toparlanıp gitmişsin işte belli, ben 2 saattir burdayım bi yemeğe gittim sen yer tutmuşsun.
+ eee sen de yemeğe gittiğinde yer tutmuş oldun aynı şey ( :/ ). Ayrıca ben sınava gittim geldim zaten buradaydım.
- kardeşim sen 2 saattir burada yoksun, çantanı eşyalarını alıp gitmişsin, bak benim her şeyim burda. Bak bu konuda ben tamamen haklıyım. Eğer bi sıkıntın varsa kütüphanedeki memurlarla konuşalım kural neyse onlar karar versin.
+ (Beyler bu sözü duyduğu an durdu başta bi şey demedi, bekledi) Tamam kalkıyorum dedi.
Şöyle bi durum da var.
Bu diyalog geçerken 3 arkadaşı da masadaydı bir allahın kulu da sesini çıkarmadı onların lehine bir durum olmadığı için tabii. Sonra çocuk toparlanmışken durumu belki anlar diye bidaha konuşmaya çalıştım.
- Kardeşim bak tavrın çok yanlış burda benim bilgisayarımı kitaplarımı felan toparlayıp yığmışsın düzgünce konuşsan ben başka bi yere otururdum zaten. Ama bu şekilde yaptığın ayıp.
+(cümlenin başını hatırlamıyorum sonlarına doğru zaten anlaşmaz zorunda değiliz diye geveliyodu dkdkdk)
O öyle diyince hiç bi şey demedim bitti konu.
Şimdi bu çocuğun konuşmada kendini haklı çıkarmak, karşıyı yıldırmak için kararlı durmaya çalışan bi tavrı vardı. Çarpıtmalar, gevelemeler felan. Aynı durum kendinin veya oradaki arkadaşlarının başına gelse %100000 kendilerini savunacaklardı işte yav arkadaşım saatlerdir yoksun benim yemeğe gitmemle seninki bir mi diye. Bir yerden sonra düzgünce konuşmanın mantıksız olduğunu anladım ben konuşmayı uzatsam o da gevelemeye devam ederdi sabaha kadar konuşurduk heralde. Ayrıca şunu da farkettim şimdi bu o anki duygularıyla kendini haklı görüyo o edalarda konuşuyo ama ben kütüphane memurları karar versin dediğim anda o tavır anında gitti. Yani karşısında bir somut güç görünce (içten içe de haksız olduğunu biliyo ama o anki duygularının etkisinde sorsan hakkını savunan bi mazlum tribi yapar) hemen caydı. Baktı tabi karşısındaki yemedi bunun vızzığını.
Bide şuna değineyim böyle bi olay oldu diyelim siz insan gibi konuştunuz anlamadı bide üstüne size dayılanmaya çalıştı işte tartaklamaya yeltendi felan. işte beyler kendini herhangi bi kavga durumunda savunabilmek, güçlü olmak, her zaman formda olmak o kadar önemli ki. Gerek kendimizin gerek başka birinin hakkını savunurken böyle bi durumla başbaşa kalabiliriz. Bu da betalar için somut, caydırıcı bi güç olur hem de baya baya somut. Benim için güzel bir yaşanmışlık oldu umarım size de bi faydası olur.
Tümünü Göster