Selam ola gününüz hoş ola.
Ben geldim konuşmağa.
Ben eskiden 'y' harfi yerine 'ğ' harfini kullanırdım tabi. Böyle cümlelerde bunu kullanma nedenim aile yapısıydı desek yalan olmaz. Uzaktan akrabalarımız trakyadan gelmişlerdi. Şu meşhur 'Nehir Sınırı' -Ki Bulgaristan,Türkiye,Yunanistan sınırının adını en iyi şekilde bu adla isimlendirebiliriz- kesiminin biraz ilerisindeki köylerden gelmişlerdi yani.
Pek tabi böyle konuşmaya başladım lakin peki ya çevrem buna nasıl baktı? Onlar pek uzak akrabalarım gibi hoş bakmağa çalışmadılar tabi. Benim böyle konuşmam oldukça tuhaflarına gittiğinden 3 kez aynı taku tekrarlamak zorunda kaldığım dahi oldu benim.
"-Bir alboro almağa geldim, elinizde vağ mıdır?
+Anlamadım??
-Şey... Bi' alburo alacağ idim.
+Marlboro mu?
-Evet yahu, ondan!"
işte çoğu vakit böyle oluyordu, benim aslında böyle konuşma adetim yoktu. Olayın kötü tarafı varmış gibi gözükürdü hep. Ben ailemle pek yakın bir çocukluk geçirdim, dedemin yanında kitap halamın yanında türkü çağırdım. Tabi böyle olunca onlardan da biraz biraz kaptım ve sonunda bakkala "ekmeği almağa" gider olmuştum.
insanlara göre bu garipti, garip karşıladılar.
Peki ya şimdi insanlar bundan garibini nasıl normal sayarlar?
Her daim sorum buna yönelikti aslında, Nasıl? ve N'için?
Bu "N'için"deki ayrım boşuna yapılmamıştı : Ne için diyordum aslında.
insanlar ne garipler ki, bana karşı bu tuhafsın sen havalarını sürdürürken Edebi eserlere karşı "BuĞ nOĞMalll AmıIIK ÇocU SevmiYOsAn Si-KtiRRR giTT" tarzı konuşmaya devam ettiler.
Öncelikle istemeliyiz sormayı: "Edebiyat cidden nedir? özet lütfen bin!" demeyi öğrenmeliyiz tabi. Bunun ötesinde Edebiyat özetle şudur: iletişimdir, insanlarla konuşmaktır. Bir edebi eserin iletişimi sizinle ne derece iyi kurduğu önemlidir sadece. Bu nedenle Fight Club büyük değere sahip bir edebi eser ya. Çünkü size bazı acı gerçekleri cidden "Hiç söz etmeden lakin her daim kitabın sayfaları arasında anlatarak ana fikri söylemeden lakin onu hep size aktarmaya çalışarak anlatıyor".
işte önemli olanda budur.
Orada şişko bir BOB vardır hani, bir görev olur ve o vurulur. Orada size ne der kitap biliyor musunuz? "Bob koca bir adamdı, egosu yani onuru ve gururu için yapmayacağı şey yoktu. Onun için memeleri olan bir ibn-emsi döneğimsi bir erkeğe dönüştü ve onun için o 'eve alınma elemeleri' sırasında gitmeğe karar verdi. O tam gidecekken tyler içeri girdi, ezik tyler geldi ve "Gitme BOB, kal ve dayan ve içeri gir... Lütfen!" dedi. Sonra ne oldu dostum? işte bir ceset ve bir bağırış: "Bob bir kahraman oldu". Bob egosu, gururu ve onuru olan tek adamdı o evin içinde, ilk kurban oldu... Sence tesadüfen mi oldu?"
işte bana bunları anlatmıştı kitap.
Edebiyat budur a-mına koyayım!
Ama ya şimdi veya sonra süregelecek olan eserler. Kötü Çocuk falan demeyeceğim şimdi, bundan ötesi var sadece şu resime bakın ve sorun : "Aşkı anlatmak için yeter iki söz, açık ve öz, bir grup varki salak, ne bu sözleri anlayacak ne aşka alkış tutacak... işte odur bunlara yüz veren, düştüğü anda çıksın diye el veren, bilgisiz, edebiyattan anlamayan, affedersiniz ama ibn-enin oğlu, gö-t veren! Ne yapsa boşa, yapıyorlar ne gidiyorsa hoşlarına, ne rakı ne şarap ne votka, alkol değil midir hepsi sonuçta, insan nasıl susar ve boşverir hiçbir şey yokmuşçasına?"
http://www.imgim.com/ilko...terkdegilzigotterkamk.png