0
BÖLÜM : 5
Bir zamanlar makus kaderi mahalleyi kahreden o genç, parlak Mülkiyeli Salih artık mahalle çocuklarının “Deli Salih” diye dalga geçtikleri bir “eğlence” halini almıştı.
Salih, Tekirdağ’a geldikten sonra neredeyse hiç konuşmadı. Kolay kolay kızmaz, öfkelenmezdi. Tek bir şeye tahammülü yoktu; ona “Deli Salih” denmesine… “Ben deli değilim, ben deli değilim, doğru konuş, doğru konuş,” der sonra eve gidip günlerce dışarı çıkmazdı. Sabah kahveye gider tek başına oturur, mahallede top oynayan çocukları seyrederdi. Cenazeleri ve düğünleri asla kaçırmazdı. Biri ölünce cenazesine herkesten önce o gider, mevtayı yakınlarıyla birlikte toprağa verilene kadar yalnız bırakmazdı. Düğünlerde de öyle. Sanki kendi evlenirmişçesine düğünün başından sonuna kadar orada durur, bazen gelinden damattan çok Salih göbek atardı.