kayıt olduğum ilk günü, lisede, yolun başındayken hayatımın bir bölümünü ahmakça buraya yazdığımı hayal meyal hatırlıyorum.
yanlış anlaşılmasın, yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. bana sorarsanız, böyle şeyler olgunluğa erişmemiz için büyük parçalar taşır.
https://www.youtube.com/watch?v=sMmTkKz60W8
biliyorum, sekiz milyar insan arasından, salağın tekinin bilgisayar başında anlatacakları hiç ilginizi çekmiyor. kimsenin gibinde değilim. ama yalnız olmadığımı biliyorum. hayatlarımızı yanı başımızdaki hazinelerden habersiz geçiriyoruz.
yazıya dökeceklerimi anlayacak, empati kuracak birinin çıkmasını umut etmiyorum. sadece yazmanın, bana iyi geleceğini düşündüğüm için buradayım.
buraya, dünya hakkındaki görüşlerimi metafor kullanarak anlatacağım. şimdiden, eşlik edenlere teşekkür ederim.
dipnot: yazacağım şeyleri örnek aldığım hikayeleri okumak için, lütfen bu değerli sözlük yazarlarının başlıklarını ziyaret edin: (bkz:
geçen gün güvenlik kulübesine ok attım diye) (bkz:
annem babama nasıl verdi acaba neler hissetti)
kitap okumayı seviyorsanız, en sevdiğim ve kendimden bir parça bulduğum bu kitabı okuyabilirsiniz: (bkz:
çavdar tarlasında çocuklar)
karakterleriyle kendimi özdeşleştirdiğim filmler de bunlar: (bkz:
drive) (bkz:
le samourai) (bkz:
citizen kane) (bkz:
godfather part ii)
ikinci dipnot: resim, bana tamamen eşsiz gelen lea seydoux'a ait.