+1
3 ay önce en yakın arkadaşımla geri dönüşümsüz olacak şekilde aramızı bozduk. Bu sene konuştuğum son 2-3 kişi de mezun oldu, muhtemelen onlarla da bir daha görüşmem. Liseden 1 arkadaşla irtibatı koruyordum (3 ayda bir konuşuyorduk), o da bitti. 6 yakın akrabam, 2 eniştem ve birkaç ilişki kurmadığımız uzaktan akrabamız var. Bir kardeşim var. Akrabaların çoğuyla aram bozuk, diğerleriyle de pek görüşmüyoruz. Babamla 4 yıldır görüşmüyorum. 4 yılı geçti hatta. Kardeşimle aydan aya görüşürüz. Bir annem var anlayacağınız ama o da hem şeker hastası, hem bel fıtığı sahibi, hem tansiyon hastası, hem safra kesesi falan alındı, hem bacakları zor tutuyor, hem de yaşlandı. O da gidici yani. Bakın ben intihar etmek istemiyorum, hayata tutunmak istiyorum ama çoook kötü şeyler yaşadım, insanlar, yakınıma almak istediğim insanlar bunları kabullenemez.
işin en kötü yanı ise yalnızlığa alışmış olmam. Telefonda bir ayda 50 dakika konuşuyorum (Mucize gibi), WhatsApp'ta bir ayda 50 mesaj atıyorum. Bir Twitter var, onda da takipçim yok. En ironik tarafı ise içim kısmen rahat, gerçekten tuhaf ama çok fazla umursamıyorum, içtiğim ilaçlardan olduğunu sanmıyorum üstelik, varsa da etkisi azdır.
Bu kadar iğrenç bir hayatım olduğunu sadece yazınca hatırlıyorum. Yoksa bol bol kitap okuyorum, arada dışarı çıkıp taks makinesine vuruyorum, müzik dinliyorum ama bu konuyu, özellikle ses kalitesini mükemmel bir hobi haline getirdim, bol bol film izliyorum. Arada oyun oynuyorum. Pahalı telefonumu sattım, bir tane dandik Android var, sadece WhatsApp kurulu ama dışarıya eski tip telefonla çıkıyorum. (Bir de Hi-Fi Müzik çalar alıyorum yanıma) O derece tuhaf bir yaşamım var.
Unutmadan, gezmeyi de hiç sevmem. Benim yaşımdakiler gezer tozar, eğlenir. Eğlence kısmı zaten ağır abi tavırlarıma yakışmaz da, gezmek tozmak lazım arada. Sevmesem de zorlamak istiyorum kendimi, bilemedim.