0
elbet de hayat farklı noktalara sürükleyebilir seni ama yine de plan yapmaktan vazgeçemem çünkü yaşamak için bi bahane bulamadığım her an kendimi boşluğa düşmüş bi halde buluyorum. bi iki gün daha üzüntüne devam et, hakkındır. asıl hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etseydin şüphelenirdim.
bir ay içinde 100 200 bin lira para bulamayacağıma göre mecburen pgiboloji defterini rafa kaldırmam gerek. olacağına dair içimde bi umut var mı diye sorarsan, pek yok aslına bakarsan. sonuçlar eski sonucumdan daha kötü gelecektir muhtemelen. o yüzden en mantıklı yol olan ybs üzerinden devam edicem. hayat ısrarla pgiboloji yolundan gitmemi istemiyor gibi görünüyor, ben de ona ayak uydurcam. şimdilik.
ilk sene yeniden sınava hazırlanmayı denemem zaten obp falan da kırılacak. ilk sene toparlanmaya çalışırım, insanların arasına karışırım. çünkü buna gerçekten ihtiyacım var. sonraki sene belki deneyebilirim. en azından son 1-2 ay falan full deneme üzerinden giderim. belki orda kafa dengi birini de bulabilirim daha verimli olur.
o yüzden kesinlikle şehir dışına çıkıcam. bunun bi sebebi bi üstteki paragrafta anlattığım şey yüzünden, yani daha rahat çalışabilme imkanı bulabilmek için. ikinci ve bana kalırsa en önemli sebep soyaçekim meselesi. artık kesinlikle inanıyorum ve sanırım bu lanetten kurtulmanın tek yolu burdan uzaklaşmak. her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum.
pes etmedim. asla pes etmeyeceğime dair kendime yemin ettim. hayat bi şekilde önüme engeller koyuyorsa, engellerin başında oturup ağlayamam. farklı yollar ararım, farklı yollara saparım. saptığım bu farklı yollar gitmek istediğim asıl yere olan mesafemi uzatsa bile böyle yapacağım çünkü aksi takdirde hayatın cilvesine boyun eğmiş, sıradanlığa giriş yapmış olurum. bunca sene sıradanlığa karşı savaş açmışken bi anda onların arasına katılamam. bi idealim var ve bu ideal üzerinden devam etmeye yeminliyim.
arkadaşlık mevzularına gelince. aslında bu paragrafta hem arkadaşlık hem sevgili, daha doğrusu geçmişe dair ne varsa işte, hepsinden bahsedelim kısaca. uzatılacak bi şey yok çünkü kararımı çoktan verdim. cemreyle olan bağımız koptu bi kere, hiçbi şey eskisi gibi olmaz. bu kadar net konuşmamın çok fazla sebebi var fakat cidden bunları satır satır anlatmanın faydasız olacağını düşünüyorum. bi de zaten kafamda milyon defa düşünüp durdum, tekrar aynı konulara girmek de istemiyorum. bitti işte. asıl sorun bu değil, asıl sorun bunu ona nasıl söyleyeceğim. çünkü o belki de her şeyin normal olduğunu düşünüyor ve benim "bi daha görüşmeyelim" şeklinde kuracağım tek bi cümle kendisini haklı görmeye, benim kafayı yediğime dair düşüncelere dalmasına neden olacak. karşıma alıp bi daha görüşmeyelim çünkü şu şu şu sebepten şunlar bunlar şunu yaptın bunu yaptın diye abuk subuk muhabbetlere de girmek istemiyorum. inan bu işi nasıl kapatacağımı bilmiyorum. en mantıklısı hiçbir şey yapmamak. sadece hissettir. çağırdığında işlerinin olduğunu söyle. buluşma, konuşma, vakit geçirme. mesaj attığında kısa net cevaplar ver, muhabbet ortamı oluşmasına izin verme. anca böyle olur. bırak o da zamanla uzaklaşsın.
yaptıklarının affedilebilir yanı var mı yok mu muhabetti yapmıyorum burda. elbet de affedilebilir, elbet de insanlar hata yapabilir. bazen hiç farkında değilken bile yapabilir. belki şu ana kadar neler olup bittiğinden haberi bile yoktur. ama dedim ya, çok kırgınım, gerçekten çok kırgınım. en yakınım dediğim biraz toparlanıp biraz kendine geldiği an beni burun kıvırdığı bi insan olarak görmesi beni çok kırdı. inan gidip anlatsam kabul etmez, güler. biliyorum çünkü. sen şöyle yaptın böyle yaptın desem ne alaka der. suçlu yine ben çıkarım. en olguncası, en mantıklı olanı bu bence, bırak suçlu suçsuz arasında kaybolmayı. bırak haklı tarafı haksız tarafı. ikiniz de haklı olun, ikiniz de suçsuz olun. sen uzaklaştın, onun da uzaklaşmasına izin ver. hiç değilse geçmiş zamanın hatrına.
betül konusuna gelince, zaten kapandı. bi şey kalmadı. sadece şu ara çok yalnızım. çıkmazın içine düşsem arayıp çağırabileceğim biri yok. bi o var işte. kesin gelir ihtimali yüzünden söylemiyorum, gelmeme ihtimali daha yüksek hatta. diyorum ya, arayabileceğim bi tek o var, cidden bi tek o var. tek sebep bu. insanlar çıkmaza düştüğünde geçmişten birilerine sarılma ihtiyacı duyuyor. hepsi bu. bundan daha fazlası, aşk, sevgi ya da saygı duymak.. bunların hiçbiri yok. geriye kalan bi saygı kavramı kalmıştı ama o da son olaylardan sonra yok oldu içimde
burda elbet de iletişim kurduğum her insan haksız, herkes suçlu ben meleğim demiyorum. diyemem de zaten. benim de çok hatam var, yaptığım kötülükler var. normal koşullarda olsam bunları görmezden gelir devam edebilirdim onlarla ilişkime. ama şu an bildiğin üzerimde ohal baskısı var. bi an önce her şeyden temizlenmem gerektiğini biliyorum. bu soyaçekim mevzusundan kurtulmam gerektiğini biliyorum. bu bi takıntı değil benim için, bu düpedüz bi gerçek. eski yaşantımdan kurtulmak için eskiye dair her şeyi silmem gerektiğinin farkındalığı. hepsi bu. mutsuzluk, üzgün olma halleri konusunda evet baya batmış durumdayım ama depresyonda olduğumu, paranoyalara saptığımı ya da buna benzer ekstrem pgibolojik rahatsızlıklar içinde olduğumu düşünmüyorum. şu an içinde bulunduğum ruh hali tamamen hayatımda olan biten olumsuzlukların verdiği doğal bir yan etki. dediğim gibi, hepsi bu.
pgiboloji sevdasından vazgeçmedim. zaten derdim terapist olmak, bi an önce iş hayatına atılmak falan da değil. o yönden içim rahat. sadece yüksek lisansta belki bi sorunla karşılaşabilirim yaş problemi yüzünden ama ne diyim yani Allah yardımcımız olsun. ideallerin peşinden koşmak kolay bir şey olsa herkes yapmaz mıydı sanki
Tümünü Göster