+1
hrant dink öleli çok olmamıştı, ocak ayıydı ve adalet için yürüyorduk. ben o gün aşık olacağımdan habersizdim. o ise en önde yürüyenlerden biriydi ve dikkat çekici bir güzelliği vardı. çok havalıydı, havasının farkındaydı. sarmış kırmızı kaşkolunu, kaldırmış sol elini böyle.. aslında hani belki bi alışveriş merkezinde görsen, sadece şöyle biraz göz süzer geçersin ama o yürüyüşün ortasında, öyle büyüleyiciydi ki, her nereye yürüyorsa oraya gitmeye hazırdım. hatta "ben neden mal gibi yürüyorum ya" dedim.."madem yürüyoruz, ben özelden yürüyeyim" dedim. yaklaşmaya başladım.. öyle çok asılmayı düşünmüyorum.. sadece kısa bir mülakattan sonra "pazartesi gel başla" dicem o kadar. zaten sıcak da bir ortam var, herkes herkesle konuşuyor. beni terslese bile kaybedecek bir şey yok. en kötü ihtimalle "üff slcuydu ztn :s" der geçerim. depresyonum onun elinden olsun. en az 150 kişiyi falan solladım, tam yanına geldim..
önce hiç bakmıyım dedim, ilgilenmiyomuş gibi yapayım.. sonra ufak ufak bişeyler illa ki olur..ama dayanamıyorum, arada kesiyorum göz ucuyla.. aaaaa bi baktım bana bakıyo..ben de hemen gülümsemeye başladım. "ne bakıyosun lan yavvşakk" dedi. daha ne olduğunu anlayamadan, yanındaki sakallı çocuk; "ne bakıyon lan köpek!!" dedi. "noluyo ya??" bile diyemedim.. kalakalmıştım, gerçek anlamda şok geçiriyordum. sonra bir anda bi koşturmaca başladı. meğer tam arkamda bir polis grubu varmış, bunlara bişeyler demiş, bi hareket mi ne yapmış, bunlar da onlara laf atıyomuş. ben tesadüf eseri tam aralarında kalmışım, olayın benimle hiçbir ilgisi yok ama kızla beraber, içinde ister istemez bulunduğum yaklaşık 10-15 kişilik grup bi anda deli gibi koşmaya başladık. tam arkamızdaki polislerin bize doğru, "gelin lan buraya kaçmayın şerefsizler!" şeklindeki seslenmeleri eşliğinde kızı mızı unuttum, canımın derdine düştüm.
g.tüme teyet geçen jopların haddi hesabı yoktu. hayır gelsin o joplar suratımda patlasın hiç önemli değil de, ya bu kızın ne kadar ağzı bozukmuş ya dedim. ne olursa olsun, ayıp dedim ya.. bir yandan böyle yaşlılar gibi 'cık cık'lıyor, bir yandan da ölümüne koşuyordum. sinir olmuştum. hatta koşarken şeytan dedi ki tak şu yelloza çelmeyi, düşsün köpek. sonra da tut kaşkolundan böyle çevir çevir dön polislere "yakaladım abi gelin gelin" de. açıkçası o kovalamacada bunları düşünmem beni farkında olmadan daha da çok sinirlendirmiş ve bu sayede polisle arayı iyice açmıştım. "insan uçurumun kenarına gelmeden kanatlanamaz" demiş ya kazancakis..tam olarak bu gibi durumlar için mi demiş bilmiyorum ama artık nasıl yardırdıysam bütün grubun önüne geçmiştim. artık kaçılacak sokaklara, atlanacak duvarlara ben karar veriyodum. ulan tamam hadi bu koşturmacayı anladım da, grubu niye ben yönlendiriyorum? zaten örgütteki bu beklenmedik yükselişimi çok fazla taşıyamadım. çünkü beyoğlu'nun ara sokaklarını çok bilmediğimden, son derece anlamsız bir şekilde kızılkayalar'a doğru koşmaya başladım. zira küçüklükten beri bütün sevgililerimle orada buluşurum, alışkanlık işte. hem orası çok güvenli bence. arkamdaki zararlı cemiyet ise çizdiğim bu son derece gerizekalı istikameti beğenmemiş olacak ki, benden koptular başka bir sokağa daldılar. iyi ki de öyle yaptılar, yoksa ben muhtemelen polislerden kurtulmak için karakola falan da koşabilirdim. allah korudu hepsini.
arkamda kimse kalmayınca durdum biraz. yaşadığım şoku nefes nefese atlatmaya çalışıyodum. resmen tak yoluna gidiyodum. ancak polisleri tam olarak atlatıp atlatamadığımdan emin olamadığım için o panikle ben de onların girdiği sokağa girdim.. tabii biraz oyalandığım için izlerini çoktan kaybetmiştim. koşmayı bıraktım, arkama baka baka yürümeye başladım. bir binanın önünden geçerken biri "pşşştt" yaptı. aaaa bi baktım benimki. perdenin, tüllerin arasından çok az ağzı burnu gözüküyor, ama ağzı burnu o kadar güzel ki tanıdım hemen.. bana ne dese beğenirsiniz? mesela yine "ne bakıyosun lan yavşak" dese beğenir misiniz? mmmmm bayılırsınız dimi? tabii ki öyle bir şey demedi. "buradayız gel" dedi sessizce.