0
Kafka on yıllar önce "Anları unutmak için fotoğraflarını çekiyoruz" demişti. Aradan geçen zaman içinde epey mesafe katetmişiz. Şimdi görmemek için fotoğraf çekiyoruz. Az önce Ulucami'deydim. Pek çok özelliğinin yanı sıra hüsn-i hat sanatının adeta yaşayan bir galerisidir Ulucami. Bir saat kadar kalıp duvarlardaki 'müstesna güzeller'i seyrettim. Bu seyrde yalnız kaldığımı hissedince etrafı seyre daldım. Onlarca ziyaretçi içinde; duvarlara bakan, bir yazıya takılana rastlamadım. Gelen cep telefonuyla ya bir 'selfie' yapıyor ya da yanındakine telefonu verip fotoğrafını çektiriyordu. Hatta bir kaçı dua eder gibi durup fotoğraf çektiriyordu. Sonra da kalkıp fotoğrafının nasıl çıktığına bakıyordu. Ne caminin sahibine niyazda bulunup iki rekat namaza duran, ne camiye, caminin yazılarına bakan...
Eskiden yazının inceliğini görmese de, okuyamasa da, 'Hay mübarek ecdat, bunları nasıl yazmışlar' deyip masum masum, hayretle bakardı ziyaretçiler.
Binbir aşk ve şevk ile girdiğim camiden, kırgın ve meyus çıktım. Çok şey var dilime gelen; şu kadarına izin verin: Zahirde pek çok kimse bir muzafferiyetten bahsedebilir; hakikatte ise büyük bir mağlubiyet içindeyiz.