+1
Aklımdaki deli sorularla cebelleşirken arkadan bir ses geldi. Oralı olmadım hiç, çünkü dikkatimi bu devasa makineden başka hiçbir şey çekemezdi. Fazla büyüktü. Fark ettim ki makine çalışmıyordu. Sadece onu kaldıran mekanizmayı çalıştırmıştım. Geriye dönüp ne kaçırmışım bakmalıydım. Soldaki koridora geri döndüm. Açılmayan kepenk açılmıştı. Kepenkin hemen karşısında ışığı yanan bir oda vardı. Kapının altındaki küçük boşluktan ışığın dışarı taştığını görebiliyordum. Kapıya doğru yaklaştım, ilk açmaya çalıştığımda kilitliydi çünkü. Kapıya bir veya iki adım kala ışık birden kapandı. Duraksadım, mumla aydınlatılan bu yerde sadece bu odanın ışığı yanıyordu. O da birdenbire kapandı. içeride biri mi vardı? Yoksa son kalan jeneratör de yakıtını mı bitirdi? Kapıyı açmam gerektiğini fark ettim. Çünkü bütün bu soruların cevabı kapıyı açınca ortaya çıkacaktı. Yavaşça kapıyı araladım, içeride kimse olmadığını fark edince kapıyı tamamen açtım. Karşımda bir çalışma masası vardı. Üstünde çerçevelettirilmiş bir nota resmi vardı. Masanın üstünde bir radyo ve birkaç kalem duruyordu. Görülmeye değer birşey yoktu anlaşılan. Açılan kepenke doğru gitmeye karar verdim. içeri girdiğimde yine iki yol vardı. Sol koridor daha uzun olduğu için oraya gitmeye karar verdim. Koridorun sonunda sinema salonuna benzer bir yer vardı. Maskotumuz Bendy'nin bir oyuncağını buldum. Yanıma aldım nerde kullanacağım belli olmazdı. Projektör çalışıyordu ama herhangi bir görüntü yansımıyordu. Sandalyelerin arkasında bir yer vardı, bir vana. 'Mürekkep Basıncı' yazıyordu hemen altında. Buna ihtiyacım olmayacağını düşündüm. Odada bakılmadık yer bırakmayınca girmediğim yola girmeye karar verdim. Yol yine iki odaya ayrıldı. Soldaki oda dikkatimi çekti, fazlasıyla hem de...