/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3
    Sınıfa geldiğimizde müdür kapıyı çaldı ve içeri girdik. Öğretmen müdürün gelmesi ile ayağa kalktı ve üstüne çeki düzen verdi. Bütün öğrenciler de ayağa kalktı. Benim oğlum ve sıra arkadaşı dışında. ikisi de uyuyordu.

    Müdür-“Oturun. Rahatsız olmayın hocam. Biz bir öğrenciyi bakacağız. işte Bir Bine bey. En arka sırada arkadaşıyla uyuyor. Arkadaşını da kendine benzetti iyice.” O nasıl iş. Arkadaşını nasıl kendine benzetebildi anlamış değilim. Yanına yürüdüm ve kafasını tutup hafifçe salladım. Gözlerini açtı. Beni görünce:

    Halis-“Ha. Baba sen misin? Rüya görüyorum galiba. Babam buraya hayatta gelmez. Ben biraz daha uyuyayım.” Diye arkasını döndü. Bütün öğrenciler aralarında “baba mı?” “yalan söylemiyormuş” tarzı konuşuyorlardı. Müdür sinirlendi.

    Müdür-“TERBiYESiZLER. KALKIN ÇABUK AYAĞA.” Dedi ve diğer arkadaşı da gürültüye uyandı. Bütün öğrenciler o kükremeye sustu. Bizim iki uykucu da hemen ayağa kalktılar. Halis ayakta esnemeye devam ediyordu. Birkaç öğrenci gülüyordu ama müdürün kızgın bakışlarını görünce tekrar sustular.

    Müdür-“Hadi Halis’i anlıyorum. O hep uyuyor. Belki rahatsızlığı var. Sana ne oluyor Murat? Sen niye uyuyorsun derslerde?”

    Murat-“Iı hocam. Ben tüm gece ders çalıştım da.”

    Müdür-“O zaman neden 6 zayıf dersin var? Demek ki akşam çalışma işe yaramıyormuş. Yarın bana velini çağır gelsin.” Korktuğunu hissettim. Her öğrenci korkar zaten. Normal yani.

    Murat-“Tamam hocam.”

    b-“Gelelim sana Halis. Neden derslerde uyuyorsun? Bir sorunun mu var?”

    Halis-“Bilmiyorum.” Esnedi. “Ama çok yorgunum nedense.”

    b-“Müdür bey. Bu günlük izin verin doktora zütüreyim.”

    Müdür-“Müsaade sizin Umarım kötü bir şeyi yoktur.”

    b-“Hadi hazırlan Halis. Gidiyoruz.” Halis arkasını döndü ve kitaplarını çantasına koydu. Kalemi yere düştü. Oturdu ve sıranın üzerine kafasını koyarak yere uzandı. Tam olarak o şekilde uyuya kaldı. Ben ve müdür şaşkınlıkla izledik. Öğretmen ve öğrenciler alışmış gibiydi. Tepki vermediler.

    Öğretmen-“Hep böyle bu çocuk. Kafasını sivri taşa koysa bile uyur.” Tam müdür uyandırmaya yeltenecekti ki:

    b-“Uyandırmayın gerek yok. Ben onu zütürürüm.” Dedim ve çantasını koluma taktım. Yerdeki kalemini aldım ve Halis’i kucağıma aldım. Kendi kaşındı. Biraz rezil olacak. Kucağımda sınıftan çıktık. Müdür ile vedalaştıktan sonra arabaya yöneldim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster